Okuyuş

HUD SURESİ:89. AYRT

HUD SURESİ:89. AYRT

17.09.2018

وَيَا قَوْمِ لاَ يَجْرِمَنَّكُمْ شِقَاقِي أَن يُصِيبَكُم مِّثْلُ مَا أَصَابَ قَوْمَ نُوحٍ أَوْ قَوْمَ هُودٍ أَوْ قَوْمَ صَالِحٍ وَمَا قَوْمُ لُوطٍ مِّنكُم بِبَعِيدٍ ﴿٨٩

"Ey kavmim, bana karşı gelmeniz, sakın sizi Nûh kavminin yahut Hûd kavminin veyahut Sâlih kavminin başlarına gelenler gibi bir felâkete uğratmasın! Lût kavmi sizden uzak değildir."

Kelime Açıklamaları

CERAME: جرم

Kesmek, yününü kırkmak, kazanmak, günah işlemek, günah, hata, cürüm ve töhmet isnat etmek, suçlu. Bir şeyi kesmek, bir şey kazanmak, insanı suç işlemeye teşvik etmek, kınamak, suç / günah işlemek, itaatsizlik davranışını yapmak, açık olmak, bir şeyi tamamlamak , bir şeyi sona erdirmek ya da bitinceye kadar bir şey getirmek için [tamamlandıktan sonra].

SÂBE:ثاب

Dönmek, mülakat vermek, çoğalmak, toplanmak, (su) toplanmak, dolmak, cezasını  karşılığını vermek, bir şeyin iadesi, elbise, esbab, mükafat vermek, sevap kazanmak, denizin med halinde taşan suyu,

BEADE:بعد

Uzak olmak, uzaklaşmak, ölmek, helak olmak, derinleşmek, haddi aşmak, hayırdan uzak kılmak, ayrılmak, biri diğerini uzaklaştırmak, hain, bundan sonra, uzaklık, görüş, fikir.

ŞAKKA: شق

Bir şeyi yarmak, nehrin mecrasını kazmak, yeri sürmek, bir iş birine pek güç gelmek, birini zahmet ve meşakkate uğratmak, dostluğu yarıp düşmanlık etmek, parçalamak, bölmek,iş açığa çıkmak,  fecir zuhur etmek, parlamak, mütekebbir kendinde olmayanı var diye iddia eden.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu