Okuyuş

HUD SURESİ : 31. AYET

HUD SURESİ : 31. AYET

02.07.2018

وَلاَ أَقُولُ لَكُمْ عِندِي خَزَآئِنُ اللّهِ وَلاَ أَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلاَ أَقُولُ إِنِّي مَلَكٌ وَلاَ أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزْدَرِي أَعْيُنُكُمْ لَن يُؤْتِيَهُمُ اللّهُ خَيْرًا اللّهُ أَعْلَمُ بِمَا فِي أَنفُسِهِمْ إِنِّي إِذًا لَّمِنَ الظَّالِمِينَ ﴿٣١

 

31. Size "Allâh'ın hazineleri benim yanımdadır. Gaybı  bilirim. Ben meleğim”  demiyeceğim. Sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için "Allâh onlara bir hayır vermeyecek" de demiyeceğim. Allâh, onların nefislerinde olanı daha iyi bilir. Böyle bir şey yaptığım takdirde ben, mutlaka zâlimlerden olurum."

Kelime Açıklamaları

ĞÂBE: غاب

Kaybolmak, gayb, muvakkaten yok veya uzak olmak, uzaklaşmak, gizli kalmak, bir şey diğer şey içinde kaybolmak, unutmak, yolculuk etmek, gizli olmak, ağacın kökünden yer altına nüfuz eden damarlar, kuyunun dibi, şek, şüphe, görünmeyen şey, gıyabında, gizli  gerçeklik,  gıybet etmek, görünememe, belirsiz

NEFESE:نفس

Göz değirmek, çok kıymetli olmak, bir işte biriyle yarışmak, çok rağbet etmek, nefes alıp vermek, enfes kıymet yönünden daha iyi, kıymetli şey haset edilmiş, ruh, akıl, insanın şahsı, ceset, kan, azamet, arzu, murat, nefes, soluk, hafif rüzgar, uzun söz, mühlet,can, hayat, hayatın ilkesi, nefes, varlık, zat, insan, kişi; hevâ ve heves, beden, bedenden kaynaklanan süflî arzular, Keder, endişe ve acının ortadan kalkması, kolaylık, rahatlama.

MELEKE:ملك

Malik olmak, istila etmek hükmetmek, bir şeyi birine mülk eylemek, köle mülkiyeti, kendisinde tasarruf edebilecek şeyleri güç ile ele geçirmek, güç, sahip olmak, biri kendi nefsine hakim olmak, kendi kendini kontrol etmek, padişah, melik, malik, melek, melaike, meleke, kabiliyet, istidat, idare altında olan şey, imparatorluk, memleket

HAZENE:خزن

Malı bir kasa vs.de saklamak, biriktirmek, sırrı ketmetmek  saklamak, dilini korumak, et bozulup kokmak, fakirlikten sonra zengin olmak, bir şeyi saklamak, muhafaza etmek, yolun yakın olanına gitmek, hazine,zenginlik,  kasa, insanın gönlü, kalbi, mahzen.

ZERAYE:زرى

 Bir adamı azarlamak, ayıplamak, hakir görmek hafifsemek, hor görmek, önem vermemek.

ÂNE-AYENE :عان

Gözü geniş ve güzel olmak, göz,  sıvı vs. akmak, kuyunun suyu çoğalmak, kötü gözle bakmak, göz değirmek, casusluk yapmak, birine haber getirmek, gözü ile görmek, kaynak, göze, pınar, suyun kaynadığı yer, ilim, topluluk, öncü asker, kavmin şereflisi, örnek, numune.   gözü incitmek, nazarla vurmak, gözyaşlarını akıtmak, casus olmak. Ayan  görmek, yüz. bakmak, delik, su kaynağı, şef, bir yerin şahsiyeti. su, bahar

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu