Okuyuş

KEHF SURESİ 1-4. AYETLER

KEHF SURESİ  1-4. AYETLER

1)اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ عَلٰى عَبْدِهِ الْكِتَابَ وَلَمْ يَجْعَلْ لَهُ عِوَجًاۜ

 

قَيِّمًا لِيُنْذِرَ بَأْسًا شَد۪يدًا مِنْ لَدُنْهُ وَيُبَشِّرَ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ اَجْرًا حَسَنًاۙ

2)

3)مَاكِث۪ينَ ف۪يهِ اَبَدًاۙ

 

4)وَيُنْذِرَ الَّذ۪ينَ قَالُوا اتَّخَذَ اللّٰهُ وَلَدًاۗ

1.  Bütün övgüler/hamd, kuluna kitabı indiren ve ona hiçbir eğrilik/çapraşıklık/karışıklık koymayan Allah'a aittir.

2.  Onu dosdoğru / Sapasağlam olarak indirdi ki katından gelecek şiddetli azaba karşı uyarsın ve iyi işler yapan müminlere de kendileri için güzel mükâfat/ödül bulunduğunu müjdelesin.

3.  Onlar sürekli olarak o mükâfat içinde bulunacaklardır.

4.  Ve: "Allah çocuk edindi" diyenleri de uyarsın.

Kelime Açıklamaları

KÂME: قام

Dikilme ayak üzerinde kalmak, düzelmek, bir iş icra etmek, yürütmek, dosdoğru olmak, devamlı ve sabit olmak, hak zahir ve sabit olmak, bir şeyin direği nizamı, namazda ayakta durma, kıyamet, adaleti ayakta tutan.  her şeyi koruyan tutan esmaül hüsnadan, hükümran, makam, meclis, uygulamak, idareci, bir şeyin kıymeti değeri, durma, ikamet, ikamet yeri, istikamet,  vadini tamamlamak, sözünü tutmak, doğrulmak, kavim, topluluk, reis, başkan, idareci, tam ve kamil.

EHAZE: اخذ

Bir şeyi almak, sahip olmak, edinmek,  tutmak, taklit, yakalamak, galebe etmek, kahretmek, alıkoymak, menetmek, engel olmak, ipnotizma, taklit,  ayıplamak, azarlamak, suçu karşılığı cezalandırmak, yol, usul, ilmin membaı, kaynağı.

BEŞERA : بشر

Sevinmek, müjdelemek, müjdelemeyi istemek, beşer, insanlık, dış deri, belirti, yağmur müjdeleyen rüzgar, sevinçli haber

HAMEDE : حمد

Övmek, razı olmak, hakkını ödemek, teşekkür etmek, bir şeyi takdire layık yapmak, darılıp öfkelenmek, şükür, rıza, hoşnutluk,

VELEDE:ولد

Dişi doğurmak, üremek, meydana getirmek, doğma, ortaya çıkarmak, kaynaklanma,  nesli peyda etmek, doğurmak, bir şeyi diğer şeyden üretmek, soy  sop, çocuk, yavru, sabi, yaşıt olan, sonradan olan her şey, icat olan sonradan uydurulan kelime, baba, anne ebeveyn, doğmak üzere olan yada doğan çocuk. yeniden doğuş, üretken, verimli, jeneratör,  dinamo

ABEDE:عبد

Boyun eğmek, kulluk etmek, itaat etmek, köle olmak, bir şeye yapışıp ayrılmamak, ibadet eden kulluk eden, perestiş  tazimle  Allah’a boyun eğmek. Mabet, hizmet etmek, tapmak, bir şey etkisini kabul etmek, teslimiyetle veya tevazu ile itaat etmek, onaylamak, uygulamak, adamak, kontrol altına almak, bir araya getirmek, esir etmek.

ÂCE:عاج

Meyletmek, eğmek, bükmek, çarpık, eğri olan. Bir yerde ikamet etmek, dönmek, geri dönmek, yol virajlı kıvrımlı olmak, eğrilik, kötü huylu zor gidişatlı olan

BEİSE:بءس

Muhtaç olmak, yoksul olmak, kuvvetli şiddetli olmak, musibet, bela, iğrenmek ve üzülmek, meşakkat, kuvvet, güç, harp,  şiddet, sıkıntı, felakete uğramış zavallı, talihsiz, bedbaht, ne kötü, ne fena, öne geçmek.

MEKESE: مكث

Bir yerde durup eğlenmek beklemek, bir şeyi gözetip beklemek, yavaşlıkla davranıp aceleye gelmemek, ağır ağır, bir yerde ikamet etmek, kalmak.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu