Okuyuş

KEHF : 45'DEN ANLADIKLARIM

KEHF : 45'DEN ANLADIKLARIM

19.11.2020

KEHF : 45

Onlara dünya hayatının örneğini ver: (Dünya hayatı), gökten indirdiğimiz yağmur gibidir ki, onun sebebiyle yeryüzünün bitkileri boy verip birbirine karışırlar. Fakat bütün bu canlılık sonunda rüzgarın savurduğu kuru bir çer çöpe döner. Allah, her şey üzerinde kudret sahibidir.  KEHF : 45

Bu ayeti dün bahçede üç tesadüf (tevafuk) mü desem yoksa boyut mu desem bilmiyorum?  Bu ayeti okuyup bahçede devamlı bu ayet aklımda olarak yaprakları süpürüp topladım. Yaprak sararmış, kurumuş ve ben kocamışım belim bükülmüş.  Allah’ın yağmurla verdiği o bahardaki her ağacın yaprağının o güzelliği o ihtişamı, meyvelerini verdiğindeki o güzelliği ve olgunluğu daha bir başka idi. Şimdi ise yaprakları her birinin başka bir renk, biçim alıp kuru çer çöp halini almasını aynı bu kişiye (kendime) benzettim. Eğer ki yaşamımı bu ağaçlar gibi Allah’ın verdiği yağmuru verdiği sebebe uygun olarak yaşayabildimse ne mutlu bana ki yarın verdiğim meyvelerin semeresini alabilirim.  Yok, arzu ve heveslerimle hep yarın yarın diye yağmuru vereni düşünmedimse vah bana vah işte bu yapraklar gibi çürüyüp gideceğim. Çünkü artık bu devreye gelmişim tıpkı yaprakların durumunu almışım. Yağmuru verenin şu ayetlerinin gereği meyvelerdi. Bu meyveleri oluşturabildik mi? Acaba?

[Allah'ın rızasını kazanmak arzusuyla ve kalben mutmain olarak mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yüksekçe bir yerdeki güzel bir bahçenin durumu gibidir ki, bol yağmur alınca iki kat ürün verir. Bol yağmur almasa bile ona çiseleme yeter. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir. BAKARA : 265

"Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın. Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin."

HÛD : 52

Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir "alaka"dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir "mudga"dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir. HAC : 5

Allah'ın varlığının delillerinden biri de şudur: Sen yeryüzünü boynu bükük (kupkuru) görürsün. Onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman kıpırdar kabarır. Şüphesiz ki, onu dirilten, elbette ölüleri de diriltir. Şüphesiz o, her şeye gücü hakkıyla yetendir.  FUSSİLET : 39

 

Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah'ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir.  HADÎD : 20]

Demek istediğim o ki sararıp solan bu duruma gelmeden yağmuru verene kulak verip öyle yaşayalım. Hatta herkes bu yaşa kadar da yaşayamıyor yaşayabilen de o ihtişamlı zamanı gibi olmuyor. Her ne kadar anlatmaya çalışsam da anlatmak kelimelerle mümkün değil. El tutmaz, göz görmez, diz ayak yürümez ve aklın, fikrin tasarladığını dil söyleyip anlatamaz. Yağmuru verende 20+20+20+11 yılda ne yaptın diye sorarsa? Hoşça kalın.

                                                                                                                                                                                                                              Hüseyin ELÇİ

Önceki Sonraki