ŞEKERA:شكر
Nimetini ve ihsanını bilip sahibine sena etmek, karşılığını vermek, yağmur şiddetlenmek, koşuda gayretli olmak, çok şükreden, ince tüy, taze fidan, teşekkür.
HEDEYE: هدي
İrşat etmek, doğru yolu göstermek, hediye vermek, bir adamın bulunduğu hal durum, gündüz, yol, yürürlükte olan yol, sulh yapmak, rehber, mürşit, kurbanlık hayvan, yol, yön, cihet, misli, kılavuz olmak, uğurlamak, yola rehberlik etmek, yönlendirmek, keşfetmek, bulup çıkarmak, fikir birden aklınagelivermek, doğru yolu - yönü izlemek; doğru yola yönlendirilen, hidayet edilen; doğru yol, yön, yöntem, davranış biçimi. Hediye.
CEBÂ:جبا
Mal veya haraç toplamak, suyu havuzda biriktirmek, bir kimse ellerini rükû veya sücut halinde dizlerine koyarak yüz üstü yere kapanmak, seçmek, kendine ayırmak, topluluk.