Okuyuş

RAD SURESİ 2. AYET

RAD SURESİ 2. AYET

18.02.2019

اَللّٰهُ الَّذ۪ي رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ كُلٌّ يَجْر۪ي لِاَجَلٍ مُسَمًّىۜ يُدَبِّرُ الْاَمْرَ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ بِلِقَٓاءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ

  1. Allah odur ki gökleri, direğin gayrısı bir yasa ile yükseltti. Bunu görüyorsunuz. Sonra Arş üzerine istiva etti, güneşi ve ay'ı iradesine boyun eğdirdi. Her biri, yücelik içeren/adı konulmuş bir süre için akıp gitmektedir. İşi düzenler/takip eder. Ayetleri/delilleri Rabbinizle buluşacağınıza kesin olarak inanasınız diye açıklar.

Kelime Açıklamaları

CERAYE: جرى

Su akmak, kendi akışıyla akıp giden şey, birden akmak, seyretmek, yürümek, bir işte yetkili kılınan elçi, vekil göndermek, yürürlükteki gelenek,  bir şeyde yarış yapmak, tedavülde olan, câri, akan, cereyan.

SEVÂ: سوى

 Seviye, iş düzgün olmak, iki şeyi bir birine eşit kılmak, tesviye, mutedil, oturmak, kurulmak, kuşatmak, olgunluk, bir şeyin ortası, karşılığı, ifrat ve tefrit olmayan, düzgün, normallik, yönelmek, sağlamlık, Musevi, fark etmez, denk, kırk yaşına varıp kararını bulmak. düz, doğru, hak, adalet, hakikat, sağlam, zarar, hasar görmemiş, düzenli, uyumlu, uygun, ahenkli,  hep birlikte, hep beraber, benzer, aynı, istikrar, tam, aynı.

DEBERA : دبر

Ölmek, peşinden gitmek, geride bırakmak, bir işin akıbetini düşünüp taşınmak, başında göremediğini sonunda görüp anlamak, hezimet, her şeyin sonu, sırt, arka, sonu, encamı, işi idare etmek, sonu düşünmek, tedbir almak

LAKIYE:لقى

Yüzüne felç indirmek, karşı karşıya getirmek, haber iletmek, bir şeyi görüp karşılaşmak, atmak, salmak, bırakmak,  bulmak. biriyle karşılaşıp buluşmak, sual ,soru sormak, ders vermek, bir adama kavuşup buluşmak, mülakat. sözünü dinleyecek, sayacak, sözünü tutacak insanlar bulmak, elde etmek, ele geçirmek, fırlatmak, götürmek, sunmak, arz etmek, hakkında açıklamada bulunmak, beyanat vermek, kendini bırakmak, teslim etmek, üstlenmek, sorumluluğu kabul etmek, dikkat etmek, dikkatini yöneltmek, otomatik, kendiliğinden olan, kendi isteği ile  zorlama olmaksızın olan.

SEMÂ:سما

Bir şey yükselmek, uzamak, isim koymak, yarışmak, birbirleriyle yarışmak, ün, isim, şöhret, yüksek ali makam, sema, gök, yukarı, yörünge, tavan. alamet, nişan, yücelikle tastif etme. yüce, yüksek olmak, yükseltilmiş, çatı, isim, sıfat, nitelik;  bulut, yüksekte olan her şey, yağmur, atın sırtı

ARAŞE:عرش

Gölgelik yapmak, çardak kurmak, evi bina etmek, taht yapmak, meyletmek, sapmak, hayran kalmak, bir işi geciktirmek, mülk, izzet, şeref, şan, işin kıvamı, ikamet etmek. inşa etmek  kafes yapmak (üzüm şarabı için), asma sapı yapmak, çatıyı yükseltmek (bir ev veya yapı), yerleşmek taht, çardak, köşk, çatı, güç , egemenlik.

RAFEA:رفع

Kaldırmak, fiyat vs. yükseltmek, taşımak, nakletmek, şerefini artırmak, takdim etmek, sunmak, saklamak, korumak, sözü ilk söyleyicisine silsileli olarak ulaştırmak,

YEKANE: يقن

Bir şeyi gerçekten bilmek, bir iş gerçekleşmek sabit olmak, şüphesiz bilme , kendisinde şüphe olmayan ilim, şekki izale eden, şüpheyi giderme.

AMEDE: عمد

Kastetmek, duvar tavanvs.ye direk koymak, desteklemek, bir şeye dayanmak, yaslanmak, güvenmek, yapmak, yerine getirmek, kastetmek, amden , önceden tasarlayarak , bilerek, düşünerek, isteyerek, kasıtla , bile bile. İtimat olunacak güvenecek şey, köy veya şehir reisi, temsilci, elçi.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu