Okuyuş

Temiz çevre için bilinçli toplum şart

Temiz çevre için bilinçli toplum şart

İnsanlar ve diğer canlılar, ancak temiz bir ortamda sağlıklı yaşarlar. Yaşanılan çevrenin gerek havası, toprağı ve gerekse suyu temiz olmadığı zaman sağlıklı yaşamdan söz edilemez. Çevre kirliliği, günümüzde sadece ülkemizin değil dünyanın en önemli sorunları arasında yer almaktadır. Bu konuda gerekli önlemler alınmakta, bilimsel çalışmalar yapılmakta ve yeni yapılanmalara gidilmektedir. Ancak ne yazık ki henüz istenilen düzeye gelinememiştir. Çünkü burada en önemli unsur insan faktörüdür. İnsanlar bilinçlendiği ölçüde çevre temizliği ve doğanın korunması sağlanmış olacaktır. İnsanımızın bu konuda ne kadar bilinçli olduğu ise tartışma konusudur. Maalesef ülkemiz çevre bilinci konusunda pek çok batılı ülkenin gerisinde bulunuyor.

Yolda giderken her an birinin yere tükürdüğünü görmek, elindeki herhangi bir çöpü yere atan birisiyle karşılaşmak veya arabanın camından yediği çikolatanın ambalajını atanlara şahit olmak kaçınılmazdır. Deniz kenarları, kumsallar sigara izmariti ile doludur zaten. Hele ki piknik alanlarındaki atıklardan ve plastik şişelerden hiç bahsetmeye gerek yok herhalde.

Peki neden böyle diye sormak gerekiyor. Mesela kişinin yere attığı sigara izmariti ya da bir ürünün ambalajı onun için neden bir sorun teşkil etmez ki? Sadece çöpü elinden çıkartmayı düşünen bir insan tipi var ve birkaç adım ötede duran çöp kutusu bile onun için bir şey ifade etmiyor. Çünkü onu bilerek yere atıyor. İşte kilit nokta tam da burası. Buradan “bilerek atmama” seviyesine gelebilmemiz büyük önem arz ediyor. Çözüm için İnsanların bilinçlendirilmesi ve toplumsal baskının artırılması gerekiyor. Toplumsal baskıyla bir kontrol mekanizması oluşturulması bence çok önemli. Örneğin yolcu otobüsünde bir insanın sigara içtiğini düşünelim. Kanunen yasak olması ayrı bir konu fakat bu duruma anında herkes tepki gösterir ve engeller. Oysa ki yıllar önce şehirler arası otobüslerde sigara içilir, kimse de birşey diyemezdi. Günümüzde ise durum farklı; çünkü bu konuda toplum çok bilinçlendirilmiştir. Aşırı sigara içen birisi bile bunu yapmaktan çekinir. İşte aynı hassasiyeti çevre kirliliğine karşı da göstermek durumundayız.

Okullarda hep şu öğretilir: çevremizi temiz tutalım, yerlere çöp atmayalım, atanları da uyaralım. Çok güzel bir ilke ancak uyarma kısmı neredeyse hiç uygulanmaz oldu. Çünkü karşı tarafta artık bir mahcubiyet, bir utanma yok adeta. Genellikle tam tersi bir hareketle kendisini uyardınız diye şiddete başvurma eğilimi gösteriyor. Sonuçta, ne halin varsa gör diyenlerin sayısı çoğalıyor.

Bilinçli bireylerden oluşan bir toplum doğaya da saygı gösterir. Ayrıca; uyarma ve otokontrol mekanizması aktiftir. Kişiler böyle bir toplum içinde bilerek yanlış yapmaktan çekinirler. Bu da bir medeniyet inşaası anlamına geliyor zaten. Tarihin belli dönemlerinde gelişmiş medeniyetler inşaa etmiş bir milletin fertleri olarak bize düşen, bulunduğumuz seviyenin daha yukarısına çıkmaktır.

Hazırlayan: Resul Demir