Okuyuş

YUNUS SURESİ 22. AYET

YUNUS SURESİ 22. AYET

20.01.2018

هُوَ الَّذِي يُسَيِّرُكُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ حَتَّى إِذَا كُنتُمْ فِي الْفُلْكِ وَجَرَيْنَ بِهِم بِرِيحٍ طَيِّبَةٍ وَفَرِحُواْ بِهَا جَاءتْهَا رِيحٌ عَاصِفٌ وَجَاءهُمُ الْمَوْجُ مِن كُلِّ مَكَانٍ وَظَنُّواْ أَنَّهُمْ أُحِيطَ بِهِمْ دَعَوُاْ اللّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ لَئِنْ أَنجَيْتَنَا مِنْ هَذِهِ لَنَكُونَنِّ مِنَ الشَّاكِرِينَ ﴿٢٢

O sizleri berde/karada ve bahirde/denizde gezdirendir.  Fülkde/gemide olduğunuz zaman, hoş bir rüzgâr onları onun içinde akıtır. Onunla sevindiler, şiddetli bir rüzgâr onlara geldi. Her yerden gelen dalgaların sardığı ve kendilerinin artık tamamen kuşatıldıklarını sandıkları zaman,dini yalnız Allah’a halis kılarak dua ettiler. “Eğer bundan bizi kurtarırsan kesinlikle bizler karşılık verenler oluruz.” derler.

Kelime Açıklamaları

SÂRA-SEYERA:سار

Yürümek, gezmek, gitmek, harekete başlamak, yönlendirmek, birinin izinde olmak, peşinden gitmek, söz vs. yayılmak, izlemek, uymak, söz vs.yi nakletmek, yaymak, yürütmek, seyrettirmek, sürgün etmek, hayat, davranış, durum, sünnet, sırret, otomobil, yolcu kafilesi, kervan.

BERRA:بر

Doğru olmak, makbul olmak, revaç bulmak, vazifesini yapan, diğerlerinden ayrı durmak, ayrı dikilmek, yemine sadık olmak, rabbine itaat etmek, ana babasına itaat  edip ihsan etmek, insanlar çok olmak, toplanıp birikmek, iyiliğe nispet etmek, iş, lütuf, sahra , çöl, sıdk .şefkat, karada yolculuk,anakara, sahra, çöl, kır,

ASAFE: عصف

Rüzgar şiddetle esmek, emek çekip ailesi için kazanmak, süratli olmak, çabuk olmak, harp mahvetmek, helak etmek, bir yana doğru meyletmek, şiddetle esen yel, fırtına,

MÂCE : ماج

Deniz köpürüp dalgalanmak, dalga, azmak, haktan batıla meyletmek, insanların işleri karışık kuruşuk olmak, gençliğin başlangıcı, Çalkantılı ve rahatsız edici bir halde olmak, karışık ya da şaşkın olmak için, gergin ve fırtınalı olmak, çatışmak ya da çarpıtılmak, geriye ve ileriye gitmek, bir taraftan diğerine geçmek.

HALESE: خلص

Bir şey halis ve saf olmak, tehlike vs. den kurtulmak, bir şeye varmak yetişmek, taat vs.de gösterişi bırakmak,  seçmek, iyi geçinmek, ayrılmak, açık sözlülük, samimiyet, saf, hür, Bir şeyin kurtuluş vesilesi,  bir şeyin misli, ücret, bir şeyin safisi ve güzidesi.

ŞEKERA:شكر

Nimetini ve ihsanını bilip sahibine sena etmek, karşılığını vermek, yağmur şiddetlenmek, koşuda gayretli olmak, çok şükreden, ince tüy, taze fidan, teşekkür.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu