Okuyuş

YUNUS SURESİ: 45. AYET

YUNUS SURESİ: 45. AYET

18.02.2018

وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ كَأَن لَّمْ يَلْبَثُواْ إِلاَّ سَاعَةً مِّنَ النَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيْنَهُمْ قَدْ خَسِرَ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِلِقَاء اللّهِ وَمَا كَانُواْ مُهْتَدِينَ ﴿٤٥

Allah onları huzurunda topladığı gün sanki kendi aralarında tanıştıkları günden bir saat eğleşmiş gibidirler. Allah’la karşılaşmayı yalanlayan ve yola gelmemiş kimseler zarar etmişlerdir

Kelime Açıklamaları

HAŞERA:حشر

Toplamak, hasredip sevk etmek, birini vatanından uzaklaştırmak, bir şeyi diğer şeye şiddetle sokmak, birini sıkıştırıp zahmet vermek, toplanma, kıyamet günü insanların toplanması, haşrı, haşarat, çıyan, yılan vs. hububatın iç kabuğu, mahşer, hasattan sonra arta kalan nebat bitki.

LEBESE: لبث

Bir yerde eğlenip durmak, yerden ikamet etmek , ona bağlı kalmak, birini gecikmiş bulmak, yolda vs.de çok kere duran kişi, kurup çekmesi zor olan yay. gecikmek, katlanmak, kalmak, duraklatmak, beklemek ,durdurmak

SÂA: ساع

Zayi olmak, kaybolmak, helak olmak bir saatten diğer saate geçmek, meşakkat, zorluk, saat, vakit  tayin eden, şimdi, kıyamet, 

ARAFE: عرف

Bilmek, idrak etmek, bir şeyi süslemek, güzelleştirmek, itiraf etmek, tanımak, tanışmak, bir şeyi  öğreninceye kadar araştırmak, tarif, tanımlama, örf, yüksek yer, çehrenin görülen yerleri, iyilik, aklın ve dinin hoş gördüğü şey, bir şeyin izini tefekkür ederek ve derin düşünerek onu algılamak, arif.

LEKÂ: لقا

Birisiyle karşılaşmak, buluşmak, karşılaşmak, bulmak, öğrenmek, görmek,  yaşamak, muzdarip olmak, giden, sona erdirmek, yalın olmak, almak, yüz yüze gelmek, yönünde gitmek, yüzüne felç inmek, tutuklamak, tevkif etmek, öğretmek, dikte etmek, birinden bir şey almak, atılmış değersiz şey, söz söyleme sanatı- belağat, yolun ortası

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu