11.04.2018
وَقَالَ مُوسَى رَبَّنَا إِنَّكَ آتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلأهُ زِينَةً وَأَمْوَالاً فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّواْ عَن سَبِيلِكَ رَبَّنَا اطْمِسْ عَلَى أَمْوَالِهِمْ وَاشْدُدْ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَلاَ يُؤْمِنُواْ حَتَّى يَرَوُاْ الْعَذَابَ الأَلِيمَ ﴿٨٨
Musa “ Rabbimiz sen Firavun ve adamlarına yakın hayatta ziynetler ve nice mallar verdin. Rabbimiz senin yolundan saptırlar diye mi? Rabbimiz onların mallarını belirsiz yap/sil. Onların kalplerine şedit ol ki, acı azabı görünceye kadar inanmasınlar.” Dedi
Kelime Açıklamaları
ZÂNE:زان
Birini güzelleştirmek, süslemek, zimmetlenmek, ziynet eşyası, donatmak, bezenmek, hoş manzaralı olan şey, berber, kuaför, dekoratör. Hem dünyada hem ahirette insanı hiçbir durumda kusurlu yapmayan şeydir, ama insanı bir açıdan süsletip başka açıdan süslemeyen şey de kusurdur..
TAMESE:طمس
İzale etmek, silmek, yok etmek, belirsiz yapmak, bulut yıldız ışığını yok etmek, kör etmek,36/66, uzak, silik ,sönük, âma.
RAAYE:راى
Görme duyularıyla görmek, tefekkürle kalple görmek, akıl ile idrak etmek, bir şeye inanmak, itikat etmek, sonunu düşünmek, rüya, düş görmek, birini alim sanmak, bilmek. Yere bayrak dikmek.riya gösteriş yapmak, aynaya bakmak, riyakar, akciğer, zatüre, inanç, akıl, görüş, tedbir, fikir, teklif.
Önceki
Sonraki