ETEYE: اتي
Gelmek, getirmek, birine bir şey vermek ,yerinden söküp almak, yıkmak, bir yerde hazır bulunmak, kendi yolunu izleyerek gelen sel, kavme intisap etmek, olur tarafından gelmek, yoluna girmek, gelmesini istemek, işlek yol, geçit, yarışın bittiği yer, getirmek, geçmek, rastlamak, yapmak, işlemek, varmak, sürdürmek, ortaya koymak, göstermek, artırmak, üretmek, ödemek, ulaşmak, olmak, sollamak, yakına çek, gitmek, vurmak, karşılamak, katılmak, meşgul olmak, işlemek (örn. suç), üstlenmek.
BELEĞA:بلغ
Vasıl baliğ olmak, iş gayesine varmak, çocuk buluğa ermek, ağaç meyve vermeye başlamak, haber etmek, bir şeyi ulaştırmak,ulaşmak, çağrı veya kararı tebellüğ etmek, belagat ilmi, ültimatom, meblağ, miktar,mesaj, haber, bildiri, lisanı fasih beyanı güzel olmak, ilan, tebliğ.
CEZÂ-CEZEYE: جزي
Yetmek, kifayet etmek, karşılığını vermek, yerini tutmak,sevap, ikap, ihtiyaç bırakmamak, mükafat vermek,ödemek, cezalandırmak,yerden alınan haraç azınlık vergisi, sıkarak alacağını istemek, yeten ,kafi gelen.