18.12.2018
قَالَ تَزْرَعُونَ سَبْعَ سِنِينَ دَأَبًا فَمَا حَصَدتُّمْ فَذَرُوهُ فِي سُنبُلِهِ إِلاَّ قَلِيلاً مِّمَّا تَأْكُلُونَ ﴿٤٧
Dedi ki: "Siz, âdetiniz üzere yedi yıl ziraat edin. Hasat ettiğpinizi başağında bırakırsınız, ancak yiyeceğiniz az bir mikdar."
Kelime Açıklamaları
VEZERA:وذر
Terk etmek, kesmek. ilgilenmedi, bırakmak, alakayı kesti, ince ince doğramak, yarıda kesmek, ortada bırakmak
SENÂ: سنا
Şimşek parlamak, bulut yeri yağmuruyla sulamak, kapıyı açmak, yukarı kaldırmak, yükseltmek, işinde kolaylık bulmak, ihsan etmek, kurak yer, derin kuyu, bir yıl yahut daha fazla kalmak,
ZERAA: زرع
Tarlaya ekin ekmek, tohumu saçmak, Allah ekin bitki bitirmek, fakirken zengin olmak, şer ve çirkin işe işe atılıp koşmak, ziraat, tarım, çiftçilik, ekin, çocuk, köpekler.
DEEBE: داب
Bir iş vs.ye sarılarak devam ederek çalışıp gayret etmek, kovup çıkarmak ve götürmek, adet edinmek, adet, hal, durum, gece ve gündüz, ay ve güneş, çadır dikmek- kurmak, davarı şiddetle sürmek.
Önceki
Sonraki