31.12.2018
وَجَاء إِخْوَةُ يُوسُفَ فَدَخَلُواْ عَلَيْهِ فَعَرَفَهُمْ وَهُمْ لَهُ مُنكِرُونَ ﴿٥٨
Yusuf'un kardeşleri geldiler, onun yanına girdiler, o onları tanıdı; fakat onlar onu tanıyamadılar.
Kelime Açıklamaları
NEKİRA: نكر
Bilmemek, tanımamak, muğlak olmak, şekil ve durumu değiştirip tanınmaz kılmak, belirsiz kılmak, bir işi çirkin görmek, makul olmayan, bilinmeyen, meçhul.
ARAFE: عرف
Bilmek, idrak etmek, bir şeyi süslemek, güzelleştirmek, itiraf etmek, tanımak, tanışmak, bir şeyi öğreninceye kadar araştırmak, tarif, tanımlama, örf, yüksek yer, çehrenin görülen yerleri, iyilik, aklın ve dinin hoş gördüğü şey, bir şeyin izini tefekkür ederek ve derin düşünerek onu algılamak, arif.
EHÂ: اخا
Kardeş edinmek, dost, yâran, arkadaş, kardeş, yakın arkadaş, emin, güvenilir, itimada layık , ahır, ihvan
Önceki
Sonraki
