Okuyuş

YUSUF SURESİ: 109. AYET

YUSUF SURESİ: 109. AYET

10.02.2019

وَمَٓا اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ مِنْ اَهْلِ الْقُرٰىۜ اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَيَنْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْۜ وَلَدَارُ الْاٰخِرَةِ خَيْرٌ لِلَّذ۪ينَ اتَّقَوْاۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ

Senden önce de kentler/karye halkından, yalnız kendilerine vahyettiğimiz adamlardan başkasını  göndermedik. Yeryüzünde hiç gezip dolaşmadılar mı kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler? Korunanlar için ahiret yurdu daha iyidir. Aklınızı kullanmıyor musunuz?

Kelime Açıklamaları

AKABE: عقب

Ardından gelmek, yerini  almak, halef olmak, her şeyin sonu , akıbeti, topuk, ökçe. cezalandırmak, sıra ile yapmak, alıkoymak, işin sonunda pişman olmak, yaptığıyla ceza yada mükafatlandırmak. Yardımlaşmak, sonuç, karşılık, ayağın arka tarafı, takip etmek, bedel.

RACELE: رجل

Ayağına isabet etmek, adam, ayak, saç dalgalı olmak, birini piyade (yaya) kılmak, kuvvetlendirmek, ayaklandırmak, mühlet tanımak, piyade, topuktan aşağı ayak. erkeklik, dayanıklı sağlam adam, kendi ayağı üzerinde durmak, hazır cevap, başına buyruk olmak, kadın erkek gibi olmak, erkekleşmek,

SÂRA-SEYERA:سار

Yürümek, gezmek, gitmek, harekete başlamak, yönlendirmek, birinin izinde olmak, peşinden gitmek, söz vs. yayılmak, izlemek, uymak, söz vs.yi nakletmek, yaymak, yürütmek, seyrettirmek, sürgün etmek, hayat, davranış, durum, sünnet, sırret, otomobil, yolcu kafilesi, kervan.

DÂRA: دار

Bir şeyin etrafını tavaf etmek, daire şeklinde hareket etmek, dönmek, dolaşmak, birini bir işten çevirmek, alıkoymak, terk ettirmek, daire, bir şeyi ihata çepeçevre çeviren şey, halka, hezimet, mağlubiyet, felaket, konak, saray ,ev,belde, yurt, şehir.

NAZARA:نظر

Bakmak, göz atmak, görmek, derinlemesine bakmak, bir işi iyiden iyiye düşünüp taşınmak, aralarında hükmetmek, korumak, gütmek, kulak verip dinlemek, borçluya mühlet vermek, süre tanımak, tartışmak, münazara etmek, beklemek, ummak, sabretmek, ayna, teleskop, nazar, görüş, görme, basiret, dürbün,  bekleme odası, bir şeyi diğer şeye benzer nazir kılmak, beklemek, gözetleyen, müdür, idareci, feraset, vekillik, görüş, görme, basiret, nazariye.

AKALE:عقل

Çocuk akıl baliğ olmak, idrak etmek, kendindeki hatanın hata olduğunu anlamak, akılda üstün gelmek, alıkoymak mani olmak, denizin engin yeri, akıl, kalp, diyet, sığınak, kale,  iyiyi kötüden ayırma kabiliyeti, idrak merkezi, hafıza, her şeyin en iyisi. akıl sahibi olmak, bilge olmak, anlamak, herkes için kan fiyatını ödemek, bir dağ zirvesine çıkmak, anlayış kullanmak, çekimser olmak

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu