Okuyuş

YUSUF SURESİ: 17. AYET

YUSUF SURESİ: 17. AYET

20.11.2018

قَالُواْ يَا أَبَانَا إِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَاعِنَا فَأَكَلَهُ الذِّئْبُ وَمَا أَنتَ بِمُؤْمِنٍ لِّنَا وَلَوْ كُنَّا صَادِقِينَ ﴿١٧

"Ey babamız, dediler, gittik, yarışıyorduk; Yûsuf'u eşyamızın yanında bırakmıştık, kurt onu yedi. Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmayacaksın."

Kelime Açıklamaları

SEBEKA: سبق

Birinin ilerisine geçmek, geride bırakmak, galebe etmek, kerem yönünden üstün olmak, bir işe doğru koşmak, yarışmak, koşuşmak, mücadele etmek, öncelik, hayırda önde giden, geçmek, önüne geçmek, vaktinden zamanından önce yapmak  ya da vermek, önce gelen, daha önceki, daha eski olan,  geride/arkada bırakmak, daha önceden mahkum (olmuş) olmak, hüküm giymek, sabıkalı olmak.

METEA:متع

Bir şey uzamak, ipin boğumu sağlam olmak, faydalandırmak, zevk aldırmak, ömrünü uzatmak, sağlam. bir şeyi iletmek, zarif güzel olmak, boşanan kadına muta vermek, her şeyi iyisi, sağlam bükülmüş ip, boşanan kadına mihri mislinin yarısından fazla verilen şey.

TERAKE:ترك

Bırakmak, terk etmek, ayrılmak, unutmak, gözden kaçırmak, boşlamak, ihmal etmek, vazgeçmek, yalnız başına bıraktı, müzakere etmek, bir şeyi hali üzerine terk edişmek, kavga harp vs. Yapmaya anlaşmak, ölünün bıraktığı miras. Türk.

EKELE:اكل

Yemek yemek, yiyip bitirmek, tüketmek, aşındırmak, ömrünü yemek bitirmek, kavmin arasını bozmak, ateşin alevi şiddetlenmek, kaşıntı, uyuz illeti, yalana kulak verip haram yemek, geniş rızık, obur, bıçak, kamçı, ürün, yemiş.

ZEEBE:ذاب

Bir şeyi biriktirmek,hayvanı sürmek,süratle gitmek,kurt, kurt gibi zararlı habis ve hilekar olmak, çok bağırmak,  birini kötülemek, zemmetmek,rüzgar çeşitli yönlerden gelmek,her şeyin üstünü

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu