Okuyuş

YUSUF SURESİ: 19. AYET

YUSUF SURESİ: 19. AYET

20.11.2018

وَجَاءتْ سَيَّارَةٌ فَأَرْسَلُواْ وَارِدَهُمْ فَأَدْلَى دَلْوَهُ قَالَ يَا بُشْرَى هَذَا غُلاَمٌ وَأَسَرُّوهُ بِضَاعَةً وَاللّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَعْمَلُونَ ﴿١٩

Bir yolcu kafilesi gelmişti. Sucularını gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. "Müjde! Bu bir ğulam!" diye haykırdı. Ticaret maksadıyla onu sakladılar. Allah ne yaptıklarını çok iyi biliyordu.

Kelime Açıklamaları

SERRA: سرر

Sevindirmek, fısıldaşmak, sırdaş olmak, bolluk, saadet, refah, bir şeyi saklayıp sır sır etmek, gizlemek,açığa vurulmayan sevinç, bolluk, saadet, divan, taht, koltuk, dedektif, sürur, çiçek demeti.

SÂRA-SEYERA:سار

Yürümek, gezmek, gitmek, harekete başlamak, yönlendirmek, birinin izinde olmak, peşinden gitmek, söz vs. yayılmak, izlemek, uymak, söz vs.yi nakletmek, yaymak, yürütmek, seyrettirmek, sürgün etmek, hayat, davranış, durum, sünnet, sırret, otomobil, yolcu kafilesi, kervan.

VERADE:ورد

Gelmek, varmak, ulaşmak, hazır olmak, çiçeklenmek, haberi anlatmak, cehenneme sürüklemek, sıtma salgını, birini suya getirmek, beraber gelmek, beldeye azar azar bölük bölük girmek, ithal etmek, cadde, uzun, sarkık, kurandan bir cüz, suya gelen insan topluluğu, geceden ibadet için ayrılan bölümü, toplar damar, şah damarı,  gül gibi kızarmak.

DELÂ: دلى

Kuyuya kovayı sarkıtmak, birine yumuşaklıkla nazikçe davranmak, yaklaşmak, yakın olmak, salınıp sarkmak.

ĞALEME: غلم

Bulüğ çağına yaklaşmış çocuk, ergenlik çağı,küçük hizmetçi,ücretli kul, büyüme çağı, gençlik,cariye, kurbağa, kamlumbağa, deniz kabarıp dalgaları çoğalmak, terlemek için örtmek, kuyudaki su gözü- membaı, heyecanlı, çalkantılı, doğumdan on yedinci yıla kadar olan dönem, gençlik, genç adam, çocuk.

BEDEA: بضع

Ticaret için toplanan çok mal,ticaret malı, sözü açıklamak, şerh etmek,kanmak, doymak, bir şeyi sermaye yapmak,evlenmek, üçten dokuza kadar olan sayılar, geceden bir bölüm,mehirada, kara parçası, ortak, cerrah bıçağı, neşter.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu