Okuyuş

Kelimeler

BELESE : بلس

Ümitsiz olmak, şiddetli zorluktan doğan üzüntü, iblis, şiddetli sıkıntıya düşüp sustuğu ve kendini ilgilendiren şeyleri unutan kişi, tükeniş, hayret etmek ve dehşete düşmek, üzüntü ve kederden susmak, hayrı az olmak, plastik, yüzünü ekşitmek,

HASERA :حسر

Örtülü şey açılmak, göz yorulmak, zayıflamak, esef, su çekilip azalmak, bir şeye hasret çekmek ah vah etmek,  açılmak, , üzüntü, hasret, tabiat, huy, insanın yüzü, musibetler, belalar, bitkin, takatsiz.

SAFÂ -SAFEVE: صفا

Safi olmak, tercih etmek, seçmek,  bir şeyin güzidesini seçmek,  hesap görmek, hesap ödemek, bir şeyin hayırlısı, iyisi, halisi, üzerinde az toprak olan düz kaya.

SERAHA : سرح

Kuşluk zamanında çıkmak, hayvan kendi kendine otlamak, bir şeyi serbest bırakmak, salmak, göndermek, hayvanı meraya salıvermek, içindekini dışarı çıkarmak, muvaffak olmak, kolaylaştırmak, işine son vermek, boşamak, çabuk olmak, temsil, tarak.

ÂBE-AYEBE : عاب

Ayıplı olmak, birini kusurlu kılmak, küfe, zembil, çanta, heybe, bir şeyin kendisinde gizlendiği şey, sırrının saklı olduğu şey, 

ÂBE-AYEBE : عاب

Ayıplı olmak, birini kusurlu kılmak, küfe, zembil, çanta, heybe, bir şeyin kendisinde gizlendiği şey, sırrının saklı olduğu şey, 

ÂBE: اب

Dönmek, her yönden gelmek, Allah’a tövbe etmek, iradesi olan canlının dönüşü, irade ve seçime dayalı bir dönüş,  güneş batmak, bütün gün yürümek,  kastetmek, azmetmek, doğruluk, istikameti taraf, gidiş dönüş, dönüş yeri

ABEDE:عبد

Boyun eğmek, kulluk etmek, itaat etmek, köle olmak, bir şeye yapışıp ayrılmamak, ibadet eden kulluk eden, perestiş  tazimle  Allah’a boyun eğmek. Mabet, hizmet etmek, tapmak, bir şey etkisini kabul etmek, teslimiyetle veya tevazu ile itaat etmek, onaylamak, uygulamak, adamak, kontrol altına almak, bir araya getirmek, esir etmek.

ABERA: عبر

Rüya tabir etmek, nehir vs. nin bir yakasından öbür tarafa geçmek, süratle yolu yarıp gitmek, üzülüp ağlamak, para ve eşyanın ayarını kıymetini ölçüp tartmak, tabir etmek, düşü yorumlamak, içinde olanı sözle açıklayıp beyan etmek, tenha çöl, mabet, ibadet yeri.

ABESE : عبث

Kişinin kendi işine oyun karıştırmasıdır, aylaklık, hoyratlık yapmak, oyalanmak, eğlenmek, boşa vakit geçirmek, bir şeyi  kötüye kullanmak, kabahat işlemek. kötü davranmak, zarar vermek, oyun, şaka yapma; takılma, alay