Okuyuş

Kelimeler

CEHEZE: جهز

Hazırlamak, donatmak, geline çeyiz hazırlamak, yolculuk için hazırlanmak, cihaz, organ, sistem, sindirim sistemi, buharlaştırma cihazı, yaralının işini çabuk bitirip öldürmek, dişi kurt.

CELEDE: جلد

Deri, şiddet, zor, kuvvet, dayanma, zorlamak, yer kırağılı olmak, cilt, kitap vs. Ciltlemek, dövmek, dayak atmak, kamçı ile dövmek, cesur olmak, cesaretlendirmek, şikayet etmeden tahammül göstermek, sabretmek, katlanmak, metin, sağlam, kuvvetli, dayanıklı.

CEMEA:جمع

Dağınık şeyi toplamak, biriktirmek, Cuma namazı kılındı, bir iş üzerinde birleşmek, ittifak etmek, toplamak,  cemiyet, toplantı, federasyon, halk, hepsi, bütün, asker, icma.iki şeyin birleşmesi, bir araya getirmek,

CEMEDE : جمد

Donmak, sertleşmek, katılaşmak, koyulmak, pekleşmek, pıhtılaşmak, düşüncelerinde katı, müsamahasız,  ödünsüz olmak, su durgun olmak, soğuk ilgisiz kayıtsız olmak, yağmur yağmamak, kuraklık, gelişme, hareket  ve hayat olmayan donuk, eğilmez, bükülmez, katı, buzlaşmak, buz bağlamak, soğuktan donarak ölmek, herhangi bir katı inorganik cisim, mineral, cansız, ruhsuz, ölü, eşya nötr.

CEMEHA : جمح

At sahibine isyan etmek, sahibini alt etmek, adam heva ve hevesine uyup önlenememek, sürat etmek, koşmak, hezimete uğramak, arzusuna nail olmamak, cenkte yenilmiş asker, asi, serkeş.

CEMELE: جمل

Güzel.güzelleştirmek, dağınık şeyleri toplamak,eritmek, ahlakı şekli yardılışı güzel olmak,icmal etmek,kısa söylemek,deve, kalın halat,bülbül, ihsan, iyilik, veciz söz,özet, inci.

CENEBE :جنب

Uzaklaştırmak, itmek, ters çevirmek, özlemek, meyletmek, bir şeyden uzak olmak, kaçınmak, çekinmek, yabancı, ecnebi, boyun eğmeyen, taraf, yan, etraf, cihet. bir şeyin sağ veya sol tarafı, Cünüplük, cenabet , bir şeyin çoğu, karşılığı, insanın yanı/ sağı/ solu.

CENEDE:جند

Asker toplamak, asker, kendini bir işe vermek, Şam , humus, Filistin şehir ve kasabaları, sert yer çamura benzer taş.

CENEHA: جنح

Meyletmek, eğilmek, gece gelmek, kararmak, kuş un kanadı, kanat,yaslanmak, dayanmak, koltuk altları, cürüm günah, taraf, çevre, asker toplamak, sert yer

CENEYE : جني

Günah işlemek, günaha sürüklenmek, meyve koparmak, meyve olgunlaşıp devşirme zamanı gelmek, hurmayı aşılayan, üzüm, mantar, ot, yaş hurma, suçlu, suça irtikap eden, bir adama işlemediği suçu atmak.