Okuyuş

Kelimeler

CESESE: جثث

Ağacı kesmek, kökünden sökmek, bastonla vurmak, bir şeyden korkmak, kesilmek, koparılmak, bal mumu, yüksekçe yer, arı vızıltısı yada bala karışan arı uzvu, ceset, beden, bitki fidan vs. söken alet, köklü sökülmüş fidan.

CEVEVE: جوو

Hava, atmosfer boşluğu, gök, yerle gök arasındaki boşluk, ova, bir şeyin içi, iklim, tulum vs. de  yama, dağ vs. de çukur, delik, iç, batın, meteor, meteoroloji.

CEYEBE : جيب

Göğüs, sine, bağır, sinüs, delik. Oyuk, cep, bozuk para çantası, ülkeyi gezerek kat etmek, yürüyerek geçmek.

CEZÂ-CEZEYE: جزي

Yetmek, kifayet etmek, karşılığını vermek, yerini tutmak,sevap, ikap, ihtiyaç bırakmamak, mükafat vermek,ödemek, cezalandırmak,yerden alınan haraç azınlık vergisi, sıkarak alacağını istemek,  yeten ,kafi gelen.

CEZEA: جزع

Kesmek, genişliğine kesmek, ipi ortadan kesmek, kişiyi işinden aşından alıkoyan hüzün, hüzünlenmek, gelen şeye sabredemeyip telaşlanmak, umutsuz olmak, parça parça etmek, kırılmak, taksim etmek, vadi kıvrımı, vadinin ortası, geceden bir bölüm, ağaç topluluğu, hurma koruğu, az su kalmış havuz, alacalı.Kök. asıl; kütük, gövde, hurma gövdesi, devamlı olmayan, delikanlı, genç adam, yeni henüz başlayan, kameri ayın son üç gecesi, hurma ağcı, hurma ağcı dalı.

CEZEE: جزء

Parçalara bölmek, kısımlara bölmek, parça, cüz, bütününü tamamlayan parçalardan her biri, pay, kesir, bölüm, kifayet, vergi, ihsan, atiyye, bağlamak, düğümünü sağlam bağlamak, kanaat etmek, yetinmek, parmağa yüzük takmak,

CEZEVE : جذو

Alevli yanmadan sonra kalan korlaşmış odundur, alevli odun parçası, kor, köz, meşale, tüm takdirlik vasıfların kendisinde toplandığı adam, ayak üzerine dikilip sabit durmak, doğru ve dik olmak, büyük ağacın kökü, taşın altına direk koyarak taşı kaldırmak.

CEZEZE:جذذ

Kırmak, kesmek, süratli gitmek, meyvesini koparmak, aralıksız,altın parçacıkları,

DAÂ:دعا

Birini çağırmak, bir şeyin gelmesini istemek, davet, teşvik etmek, dua etmek, iddia etmek, binayı tamamen yıkmak, davete icabet etmek, desteklemek, takviye, gerektirmek, yemin , ziyafet, harp çığırtkanı, kışkırtıcı, çağrışım, zayıf, harap, viran, yıkılacak gibi; neredeyse çökecek) düşecek, eğik, meyilli.

DAFEA : دفع

Kelimesi: Kuvvetle def edip itmek, uzaklaştırmak, izale etmek, reddetmek, sözü delillerle çürütmek, savunma, himaye etmek.