ECERA:اجر
Kırık kemiği bağlamak, kiraya vermek, birine ücret vermek, iş sahibinin yanında işçi olmayı kabul etmek, hayır ve sadaka verip sevap beklemek, gramer.
Kırık kemiği bağlamak, kiraya vermek, birine ücret vermek, iş sahibinin yanında işçi olmayı kabul etmek, hayır ve sadaka verip sevap beklemek, gramer.
Adam süratle gitmek, zorluk ve bela sataşmak, tuhaf şey, aklın almayacağı kadar çirkin iş, iddia, birine iş ağır gelmek, müşkül, afeti musibet, galebe, zor iş, gürültü, kötü bir şey etrafında çok anlamsız söz, deve aşırı yorgunluktan inlemesi.
Âdem (A:S), insan, kişi, adam, aralarını düzeltmek, iki şey arasını bulmak, ekmeği katığa bulamak, esmerliği artmak, örnek olmak, hısımlık, yakınlık, vesile, ülfet, muvafakat, her şeyin zahiri, deri, esmer adam, akıl-anlayış ve düşünce bakımından diğer yaratılanlardan üstün olan.
Sıkıntı veya üzüntüden öf demek, birine öf demek, söylenip şikayet etmek, korkak, kirli, pis şey , kir, tırnağın kesilip atılan kısmı, tiksinilen şey.
İftira atmak, kara çalmak, yalan söylemek, görüşünden aklından vazgeçirmek, yalancı etmek, olması gereken şekilden başka bir şekle giren, yüzünü değiştiren her şey, yer kuraklıktan yarılmak, yalan söz, batmak, kavim huzursuz olup işleri kötüye gitmek, batan kaybolan, bir şey tersine dönmek, Hz. Nuh’un kavminin helak olduğu yer, estiği yönü değiştiren ve yönünden sapan rüzgar.
Kardeş edinmek, dost, yâran, arkadaş, kardeş, yakın arkadaş, emin, güvenilir, itimada layık , ahır, ihvan
Çok şeyi bir yapmak, tek olmak, yalnız olmak, bir, yegane, tek olan sayılardan ilki, biricik, benzeri olmayan, esmaül hüsnadan, biri, Pazar günü, birlik, eşsizlik, inzivaya çekilen, kötü iş, musibet.
Yarın, Geri bırakma, saati geri alma, iki şeyden diğeri ,öteki, benzeri, başkası, son, uç, arkada-geri kalmak, nihayeti bitimi, erteleme, geciktirmek, sonradan gelmek, sonuncu, esmadan, yolun sonu, son durak, ahiret, gelecekle, ahiretle ilgili, hepsinden her şeyden sonra, bugünden sonra yarın, ölüm sonrası, bir şeyin arkadan sonu, veresiye ile satmak, anayurt, yakın zaman.
Bir şeyi almak, sahip olmak, edinmek, tutmak, taklit, yakalamak, galebe etmek, kahretmek, alıkoymak, menetmek, engel olmak, ipnotizma, taklit, ayıplamak, azarlamak, suçu karşılığı cezalandırmak, yol, usul, ilmin membaı, kaynağı.
Evlenmek, ahbap edinmek, alışmak, ısınmak, akraba , aşiret, zevce , aile, bilgin, ilim ehli, uzman, eksper, meziyetler, ehliyet, salahiyet, yetki, milli, vatani, bir yerin sakinler, yaşayanlar, ahalisi, halkı, taraftarları, sahipleri.