Okuyuş

Kelimeler

HACCE : حج

Gelmek, kastetmek,  bir şeyden feragat etmek, mil vs. ile yarayı yoklamak, delil ve burhanla galip gelmek, münakaşa  ve mücadele etmek, hücceti delil , tartışarak, delil ile yenmek, susturmak, protesto etmek, hacı mukaddes yerlere ibadet ve teberrük için giden, farz olan hac, ikna etmek, inandırmak, haccetmek, varılacak yer, hedef, arabi ayların sonuncusu, zilhicce,,yıl, sene.

HÂCE: خاج

Muhtaç olmak, birini bir şeye muhtaç etmek, gerekli kılmak, ihtiyacını aramak, hacet, ihtiyaç, selamet, meyletmek, istemek, muhabbet etmek.

HACEBE : حجب

Engel olmak, perde, örtü, herhangi bir şeye ulaşılmasına engel olmak, örtmek, set, güneş batıp gözden kaybolması, hacip, mirastan yahut girmekten alıkoymak, örtünmek, gizlenmek, kapıcı, sabahın belirtisi başlangıcı, , âmâ, kör, bir şeyin başlangıcı

HACERA: حجر

Taşlaşmak, taş, kibrit taşı, taşların etrafını kuşattığı yer-şey, taşta bir şeyin içinde koruyucu nitelik , akıl da denmiştir çünkü insan akıl sayesinde nefsinin her istediğini yapmaktan kendisini koruma imkanına kavuşur, birini sıkmak, sıkıştırmak, daraltmak, oda edinmek, birine cüret edip saldırmak alay etmek, göz çukuru, haram, engel, taraf, kenar, fosil, korunmuş, dokunulmaz,  gümüş nitratı.

HACEZE : حجز

iki şey arasını ayırmak, bırakmamak, engel olmak, uzak tutmak; tıkamak, kapamak, kesmek. önünü kesmek, ayırmak, izole etmek, ulaşılamaz yapmak,  ayrı koymak, perde olmak, alıkoymak, gözaltına almak, hicaz. Arap Yarımadasının batısında, Kızıldeniz sahilindeki bir bölge, toplanmak, bir şeyi kucakta götürmek, savaşın durmasını sağlamak, dalkıran, zorluklara sabırlı metin kişi.

HADARA :حضر

Gelmek , hazır bulunmak , huzur , geliş , bir yerde bulunmak, , hazır olmak , zuhur etmek , işlemek , yapmak , irtikap etmek , bitirmek , zaman geçmek , , olmak , bulunmak , varmak , uğramak , zuhur etmek , bulunmak istila etmek , doğurmak , dünyaya getirmek , gidermek , alıp götürmek , helak etmek.

HÂDE: هاد

Delâletten uzaklaşmak, tövbe etmek, hidayete gelmek, yönelmek, Yahudi olmak, yumuşakça konuşmak, sakin olmak, uyumak, hidayete gelip salih amel işlemek, ruhsat, barış vesilesi olması ümit olunan şey, Yahudilik.

HADEBE : حدب

Kambur, sırtta çıkıntı, yer yüzündeki her bir yüksek yer, yüksek ve kalın yer,  dışa doğru bükülmek, kubbe gibi olmak, konveks, dışbükey olmak, yumuşak, iyi, şefkatli davranmak, gözetmek, korumak, bakmak, eğmek, bükmek, kabartmak, kemer yapmak, sevgi, muhabbet, yakınlık; şefkat iyi davranma, himaye gözetim, tümsek, dışa hükümlü.

HADEDE : حد

İki  şeyin arasına ayırıcı bir şey koyarak birbirinden ayırmak, sınır koymak, evi vs.yi diğerlerinden ayırt etmek, men etmek, vazgeçirmek, Zina ve İçkinin Haddi=  bu işi yapanları bir daha onu yapmaktan alıkoymak ve başkalarını onların yoluna girmesini engelleyen tedbir, Allah’ın belirlediği sınır ve yasaklar, kılıç, demir, bilemek, dikkatlice bakmak, izah etmek, açıklamak, karşı gelmek, isyan etmek, kapıcı, hapishane bekçisi, iki kenarlı.

HADEKA : حدق

bir şeye şiddetle bakmak, bahçe, çevrelemek, sarmak, kuşatmak, bakmak, bakış almak, sarmak, kuşatmak, çevrelemek, ihata etmek, çevirmek, biraz tuzlu, ekşi, göz bebeği, patlıcan.**