HAFEZA: خفض
Geçim ve yaşamı güzel olmak, ikamet etmek, indirmek, eksiltmek, mütevazi olmak,indirmek, eksiltmek, sözü yavaş ve yumuşak söylemek, bir işi suhuletle tutmak, fiat vs.yi düşürmek, vakur, sakin.
Geçim ve yaşamı güzel olmak, ikamet etmek, indirmek, eksiltmek, mütevazi olmak,indirmek, eksiltmek, sözü yavaş ve yumuşak söylemek, bir işi suhuletle tutmak, fiat vs.yi düşürmek, vakur, sakin.
Çevirmek, ihata etmek, bir iş arız olup ayrılmamak, kuşatmak, muhafaza etmek, açlığın şiddeti, haset etmek, alay ettikleri akıbetin pençesine düşer, kendi tuzağına kendi düşer.
Çanta heybe vs.yi yüklemek, bir şey zapt olunmak, hapsolunmak, fasit olmak, bozulmak, biriktirmek, saklamak, günaha irtikap etmek, uzun müddet, seneler. yağmursuz yıl, verimsiz. bayatlama güçlüğü.
Allah Teâlâ’nın isimlerinden, kadı, hakim olmak, hikmetli olmak, ilim, hayır ve şerle cezalandırıcı, amir, buyuran, emir edici , buyurucu, ferman edici olan, işleyici, emreden, bir memleketi idare eden adam, hakim, yargıç, efendilik , hükümranlık, hakimiyet , egemenlik, ululuk, bir kimse kendi kavmi arasında ulu ve azim olmak, egemen, her şeyi hükmü ve kontrolü altına alan, emin kılan , koruyan, hıfzedici sağlam metin, dayanıklı yapmak, ustaca, mahirane yapmak
Hasma hak üzere galip gelmek, uygunluk ve uyumluluk, bir şeyi hikmetin gereği olarak yaratana ve yaratılana hak denir, gerçek, gerektiği yerde gerektiği kadar gerektiği zaman ortaya konan fiil/hareket ve söze de hak denir, delillerle ortaya koymaktır, haberin hakikati üzerine durmak, birine gelmek, işin hakikatini anlayıp yakinen idrak etmek, tasdik etmek, düğümü sağlam bağlamak, iş sabit ve doğru olmak, adalet, mal, kıyamet, musibet, İslam, mülk, vacip, borç, ödenmesi gerekli olmak,
Bir yer tenha ve boş olmak, sakinleri göçmüş olmak, kap vs. boşalmak, geçip gitmek, aldatmak, kandırmak, başbaşa kalmak, yalnız kalmak, bir yeri tenhalaştırmak, boşaltmak. baş başa kalmak, yalnız kalmak, başbaşa kalmak, yolunu açmak, gelip geçmek.
Bir halden diğer hale geçmek, değiştirmek, bir şeyin değişime uğrayıp başkasından ayrılması, üstünden bir yıl geçmek, çevirip kuşatmak, bir şeyin dolayı, çevresi, iki şey arasındaki engel, ayrılık, imkan, perde germek, tuzak, takriben.*
Elbise vs.yi soyup çıkarmak, rahatlamak, elbisesini vermek, hayvanı salıvermek, makamından indirmek, azletmek, ağacın yaprağı düşmek, ekinin başı deneleşmek, bir şey yerinden çıkarılmak, aralarındaki yemini ve antlaşmayı bozmak, talak/boşanma
Devam etmek, uzun müddet kalmak, yaşlanıp kocamamak, bir yerde ikamet etmek, ebedi, devamlı kılmak, ebedileşmek, hatır, gönül, kalp, geç kocamak, bir yerde ikamet etmek, ebedi, ebedileştirmek, hatır, gönül, kalp, köpek, ölümsüz, yaşlı fakat dinç
Arkasında olmak, birinden sonra gelmek, sonra yaşamak, geriye kalmak, halife olmak, yemek vs.nin tadı kokusu değişik olmak, vadini yapmamak, muhalefet etmek, birinin yerine vekil edinmek, sırt, arka, sona kalan, artakalan, değişik şey, muhtelif, çeşitli.