Okuyuş

Kelimeler

AMEKA : عمق

Yol veya mekan uzun ve uzak olmak, kuyu vs. derin yapmak, işlerde  derin düşünüp taşınmak, iyice incelemek, derin duygu, hisler

AMERA :عمر

Uzun müddet yaşamak, ömür, evi mamur etmek bina etmek, evine bağlı kalmak, Allah’a kulluk yapmak, umre, bayındır olmak harap olmamak, oruç tutup namaz kılmak, hür kadınların başına örttüğü eşarp, mescit, kilise, manastır, mimar, yapı ustası, sosyoloji, din, diş eti, millet.

AMİLE: عمل

İş işlemek, yapmak, icra etmek, tasarruf etmek, hareket etmek, şimşek devamlı çakmak, çalışmak, vali yapmak, ücretini vermek, biriyle alışveriş iş vs. yapmak, vazife, operasyon, ameliyat, amele, temsilci, vekil, zanaatkar.

ANÂ-ANEVE : عنا

Birinin önünde. huzurunda eğilmek, boyun eğmek, itaat etmek, bir şey birini zahmete uğratmak, rahatsız etmek, endişelendirmek, zihnini meşgul etmek, aklına takılmak, zorbalık; zorlama, esir, tutsak, yer bitki bitirmek, malı korumakta itina göstermek, iş başa gelmek, taraf, yan, uyuz deveye sürülen ilaç.

ÂNE-AVENE: عان

Yardım etmek, desteklemek, orta yaşta olmak, yardımlaşmak, faydalı, iane, medet, uzun hurma. Birine yardım etmek, iane, kamu yararına olan bir teşebbüse  hükümetçe verilen yardım, medet, kooperatif.

ÂNE-AYENE :عان

Gözü geniş ve güzel olmak, göz,  sıvı vs. akmak, kuyunun suyu çoğalmak, kötü gözle bakmak, göz değirmek, casusluk yapmak, birine haber getirmek, gözü ile görmek, kaynak, göze, pınar, suyun kaynadığı yer, ilim, topluluk, öncü asker, kavmin şereflisi, örnek, numune.   gözü incitmek, nazarla vurmak, gözyaşlarını akıtmak, casus olmak. Ayan  görmek, yüz. bakmak, delik, su kaynağı, şef, bir yerin şahsiyeti. su, bahar

ANEBE : عنب

Asma  üzüm vermek, yaş üzüm, burnu büyük kimse, hünnap, , misvak ağacı yemişi, kalın ve galiz olan şey.

ANEDE:عند

Yakınlık, nezdinde, yanında, sırasında, yan, kenar,  Burada, ile- noktasında, ile,. Bu sözcük, cehalet fikrini ifade eder, ister mülkiyet ya da düşünsel anlamında olsun, aynı zamanda bir rütbe ya da haysiyet ya da fikir, zaman ve yer duygusunu ifade eder. doğru yoldan çıkmak, reddetmek, sapmak, hakkı bilerek reddedip karşı çıkmak, inat etmek, damardan devamlı kan akmak isyankar olmak, direnmek , sınırları aşmak, mekan ve zaman için zarf ,taraf.

ANEKA: عنق

Boyun, boynuna vurmak, ekinin başağı çıkıp uzamak, yıldız kaybolmak, batmak, birini perişan ve mahrum bırakmak, şiddetli iş, felaket, hüsran, insan topluluğu, kavmin reisi, yüksek ve uzun tepe.  

ANEKEBE : عنكب

Örümcek, örümcek ağı.