Okuyuş

Kelimeler

ARAŞE:عرش

Gölgelik yapmak, çardak kurmak, evi bina etmek, taht yapmak, meyletmek, sapmak, hayran kalmak, bir işi geciktirmek, mülk, izzet, şeref, şan, işin kıvamı, ikamet etmek. inşa etmek  kafes yapmak (üzüm şarabı için), asma sapı yapmak, çatıyı yükseltmek (bir ev veya yapı), yerleşmek taht, çardak, köşk, çatı, güç , egemenlik.

ARAYE : عري

Elbisesini çıkarmak, soyunmak, çıplak olmak, tamamen asılsız olmak, aslı aslan olmamak, açık hava; kendini örten şeyden soyutlanma, arkadaşından uzaklaşıp yardım etmemek, bir çirkin iş irtikap etmek, saha, kenar, soğuk, evin avlusu, düz ve geniş yer.

ASÂ :عصى

Asi olmak, emre itaatsizlik etmek, inat edip emre muhalefet etmek, damarın kanı kesilmemek, kanama olmak, karşı gelmek, müşkül güç zor olmak, şifası güç müzmin hastalık.

ASÂ-ASEVE : عصا

Değnekle vurmak, yarayı sarıp bağlamak, insanları hayra veya şerre ait bir şey için toplamak, mülayim tabiatlı, nazik, ayrıldı birlik bozuldu, uyardı, ikaz etti, büyük işi geliştiren küçük iş, değer  asa, değneğe dayanma, isyan etmek, baş kaldırmak, zor,güç, imkansız

ASÂ-ASEYE: عسي

Ca’mid fiil, ihtimal ki, umulur, ola ki, belki, olabilir, arzu ve ümit etmek, olayazdı, işe uygun, münasip, layık, yakışır

ASÂ: عثا

Çok ifsat etmek, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmak, fesatta, küfür ve kibirde ileri giden

AŞÂ: عشا

Geceleyin görüşü kötü olmak, yüz çevirmek, vazgeçmek, yönelmek,  akşam, birini şaşırmış hayran bulmak, gece körü zayıf görüşlü, iyi bilmeksizin basiretsiz, akşam ile yatsı arası alakaranlık.

ASABE:عصب

Ağacın dallarını iple birbirine birleştirilerek yapraklarını silkelemek, bir şeyi düşürüp bükmek, bir şeyi sarıp bağlamak, başını örtmek, örtü ile sarmak, pamuk eğirmek, bir şeyi tutup almak kabzetmek, acıktırmak, cemaat olmak, bir şey çok şiddetli ve sert olmak, toplamak, şer ve fitne kızışıp şiddetlenmek, ruhi ve akli çalkantı, gerilla savaşı, sarmaşık, gövde sinirleri, sinirsel, asabi, taraftar, akrabalık, hısımlık,  tutucu, mutaassıp, taraftarı olmak, fanatik, grup, takım, hizip oluşturmak, cemaatleşmek.

ASAFE: عصف

Rüzgar şiddetle esmek, emek çekip ailesi için kazanmak, süratli olmak, çabuk olmak, harp mahvetmek, helak etmek, bir yana doğru meyletmek, şiddetle esen yel, fırtına,

ASAME : عصم

Sığınmak, sarılmak, yapışmak, devenin havut iplerinden birine yapışıp tutmak, baş vurmak., korunmak, iltica etmek, baş kent, kendi kendini yetiştirmiş, iffet, günaha düşmeyenin sıfatı.