Okuyuş

Kelimeler

MELLE: مل

Usanmak, bıkmak, elbiseye ilk dikişi yapmak, teyellemek, süratle yürümek, millet, bir milletle milletlenmek,  bir şeyi beri öteye döndürüp çevirmek, ateşte pişirmek, şeriat, din, diyet, taife, çok işlek yol, sürme çekecek mil, çok binilmekten yorgun hayvan, Yardım, yardımcı, bir şey yapmak için uygun. Montaj. En fazla. "Gücünün en iyisini

MENÂ : منى

Takdir etmek, bir şeye muvaffak olmak, uygun olmak, bir şeyi dilemek, ummak, temenni etmek, arzu, ideal, ölüm, miktar , mesafe. Allah birini bir şey ile sınayıp  imtihan etmek, okumak

MENEA :منع

Mahrum etmek, alıkoymak,  önlemek, savmak, geri durmak, korumak, savunmak, kuvvetli ve şiddetli olmak, yapmaması için mücadele etmek, bir şeyin olması imkansız olmak. çok men eden, vermeyen, nehyetme, cimri.

MENNE: منن

Birine nimet vermek iyilik yapmak, bir iş birini zayıflatıp mecalsiz kılmak, bir şeyi kesmek, birinin yanındaki kıymetli şeye nail olmak, hesaplı ve belirli şey, kudret helvası, ihsan, kuvvet, nimet, çok başa kakan

MERACE : مرج

Düzensizlik, karışıklık, işleri birbirine karıştırmak, kaybetmek, sözünü esirgememek, belli bir kararda olmamak, insanlar karışmak, alev yükselmek, yüzük parmağı sıkmak, sıkıntılı iş, fitne, fesat, otlak, mera, çayır, davarı çayıra salıvermek,  küçük inci taneleri, mercan, havuz balığı

MERADE : مرد

Azıp hadde tecavüz etmek, parlatmak ve yumuşatmak, kesmek, isyan edip haddi aşmak, bir şeye devam edip onu huy edinmek, binayı yüksek yapmak, azgınlık , inat üzere olmak, bitki olmayan boş yer, kumluk, boyun, asi, sapkın.

MERAE:مرئ

Yemek yemek, havası güzel olmak, hoş kılmak, mürüvvetli olmak, insaniyetli, kişi, davranışlarında , konuşmalarında kadın gibi olmak, erkek,  zevce, eş, mert, yiğit; sıhhi, sağlığa elverişli, adam, kadın, ayna, mizaca uygun.

MERAHA : مرح

Şiddetli ve büyük sevinç, böbürlenme, sevinçte taşkınlık, kibirli ve edalı, zayıf olmak, coşturmak, harbin kızıştığı noktaya gelmek, çabuk bitki bitiren yer, çok yaş akıtan göz.*

MERAYE: مرى

Hakkını inkar etmek, rüzgar buluttan yağmur yağdırmak, biriyle mücadele ve münazara etmek, bir şeyde tereddüt etmek, şek ve şüphede bulunmak, Meryem, birine muhalefet edip karşı çıkmak.

MERRA: مر

Zaman vs. geçmek, gitmek, yürümek, bir yeri, ülkeyi  bir başlan bir başa geçmek, katetmek, uğramak, acı olmak, acıtmak, devam etmek, ipi bükmek, bir minval üzere yürüyüp gitmek, kere, defa, zaman zaman, akıl, asalet, kuvvet, azim, şiddet, pasaport, pasaj, devamlı, bir şeyi yüklenip götürmeye güç yetmek