Okuyuş

Kelimeler

NEFERA: نفر

Bir şeyden usandıktan rahatsız olduktan sonra başka yere kaçmak, bir şeyden korkup kaçmak, nefret etmek, tiksinmek , yüz çevirmek, insanlar bir iş için birden gitmek, hacılar Mina’dan Mekke’ye akın etmek- dağılmak, bir şeye doğru sürat etmek, üstün gelmek, düşmanlaşmak, fıskiye, parti, cemaat, soğutmak.

NEFEŞE : نفش

Pamuk, yün vs.yi elle ditmek dağıtmak, yünü sermek, koyunun yayılması, gece otlağa bırakılmış hayvan, şişmek, kabarmak,  [kuş) tüylerini kabartmak, şişmiş. kabarmış.

NEFESE:نفس

Göz değirmek, çok kıymetli olmak, bir işte biriyle yarışmak, çok rağbet etmek, nefes alıp vermek, enfes kıymet yönünden daha iyi, kıymetli şey haset edilmiş, ruh, akıl, insanın şahsı, ceset, kan, azamet, arzu, murat, nefes, soluk, hafif rüzgar, uzun söz, mühlet,can, hayat, hayatın ilkesi, nefes, varlık, zat, insan, kişi; hevâ ve heves, beden, bedenden kaynaklanan süflî arzular, Keder, endişe ve acının ortadan kalkması, kolaylık, rahatlama.

NEGAME: نقم

 Bir şeyi kerih görüp ayıplamak, yadırgamak, öç almak, cezalandırmak, bir şeyi ayıplamakta çok ileri gitmek, ceza, ukubet, çok intikam.

NEĞAZA : نغض

Bir şey kımıldamak hareket etmek, şaşırıp garipseyerek başı sallamak,  kafayı kımıldatıp oynatmak,  çene titremek, bir şey çok olmak, bulut sıkışıp toplamak, bir biri  ardına giden bulutlar, başın hareket ettiği boyun kökü, kürek kemiğinin başında kıkırdak denilen yumuşak şey,

NEHALE : نحل

Birine verilen bağış, bal arısı, arı yetiştirmek, vermek, bağış, incelmek, kadına mihrini vermek

NEHALE : نخل

Bir şeyi elemek, seçmek, bulut kar ve tipi yağdırmak, bir şeyin iyisini seçmek,  kalbur, elek, hurma, tabiat, seciye, nasihat.

NEHALE : نخل

Bir şeyi elemek, seçmek, bulut kar ve tipi yağdırmak, bir şeyin iyisini seçmek,  kalbur, elek, hurma, tabiat, seciye, nasihat.

NEHATE : نحت

Kalem vs.yi sivriltmek, yontmak, taş yontmak, dağı kazmak oymak, keresteyi düzeltmek, inlemek, tabiat, huy, asıl, iki kelimeden bir kelime yapmak.

NEHERA: نهر

Dilenciyi azarlayıp kovmak, sert bir şekilde azarlamak, kuvvetle akmak, su akıp kendine yol açmak, kaynayan suyun mecrası, ırmak, nehir, bulut, gündüz, gün, sütun, genişlik, bolluk, çok anlamında.