ASARA: عصر
Bir şeyin suyunu rutubetini çıkarmak için sıkmak,ikindi vaktine girmek, ekini başağının kapçığı bitmek, aynı asırda yaşamak, sığınmak, iltica etmek, dehir, devir, asır, meyve vs.nin sıkılmış suyu, yağmurlu bulut.
Bir şeyin suyunu rutubetini çıkarmak için sıkmak,ikindi vaktine girmek, ekini başağının kapçığı bitmek, aynı asırda yaşamak, sığınmak, iltica etmek, dehir, devir, asır, meyve vs.nin sıkılmış suyu, yağmurlu bulut.
Asi olmak, emre itaatsizlik etmek, inat edip emre muhalefet etmek, damarın kanı kesilmemek, kanama olmak, karşı gelmek, müşkül güç zor olmak, şifası güç müzmin hastalık.
Hayat sahibi olmak, yaşamak, geçinmek, geçindirmek, dirlik, hayat, maişet, ekmek, yemek, maaş, aylık, kazanma yeri ve zamanı, güzel hale sahip, müreffeh yaşayan.
Kayıp düşmek, bedende damar atmak, rastlamak, muttali olmak, haberdar etmek, buldurmak, şansı bahtı kötü olmak, sırra vakıf olmak, tehlikeli yer, cihat, harp, sürçme, birini düşürmek için çukur, şer, gevşek ve yarını düşünmeyen kişi, yalan söz.
Zorluk, zaman zor şiddetli olmak, borçluyu sıkıştırmak, işi güçleştirmek, bir şey güç sıkıntılı olmak, iflas etmek, zorlamak, mecbur etmek, düşünmeden konuşmak, söz çarpışık ve karışık olmak, sıkıntılı saat, her tarafa dağılmış topluluk, fakir
Tam sayı, on, içinden birini alıp dokuz kalmak, birbirine ünsiyet peyda edip hoşça geçinmek, sayının onda biri, işret, arkadaşlık, zevce, dost, akraba, baba tarafından akraba, her şeyden bir parça. her şeyin onda bir cüzü.
Bir şeye elini götürüp almak, vermek, takdim etmek, boyun eğmek, birine hizmet etmek, bağış, hibe, cömert, veren.
Kibirlenip haddi aşmak, ihtiyar çok yaşlanıp kocamak, sona ermek, isyan edip itaat etmemek, haddi aşıp kibirlenen adam, Cabbar, zorba, katı kalpli,
Meyletmek, bir şeyi eğip ikiye bükmek, ip vs.yi bükmek, pelerin, birini esirgeyip şefkat göstermek, ilgilenmesini sağlamak, his, duygu, birinin yoluna sapmak, girmek, yönelmek, dostluk kurmaya çalışmak, vazgeçmek, geri dönmek, his, duyu, sevgi, yan, kolun altı, yolun ortası, viraj, dönemeç, yay, aşırı duygusallık, birinden soğutmak, vazgeçirmek, caydırmak.
Konaklayanına sıkıntı veren her yer, merdiven ve kapı eşiği, kişinin hoşnut edilmesi için talepte bulunması, özür dilemek, levm etmek, ayıplamak, işlediği çirkin işten ötürü kınamak, vazgeçmek, yüz çevirmek, gönlünü almak, razı etmek, birini kınamak, azarlamak, rıza ve hoşnutluk istemek, rıza, hoşnutluk, kötülükten vazgeçme, bir yerden diğerine, bir sözden diğerine geçmek, yolun kolayını terk edip zoruna gitmek,