Okuyuş

Kelimeler

SÂBE:صاب

Ok hedefe isabet etmek, yağmur çok yağmak, doğru bir iş işlemek veya doğru söz  söylemek, göndermek, salmak, hatayı düzeltmek, doğruluk. yüksek yerden aşağıya doğru ağıp inmek, isabet etmek , erişmek, dokunmak, üzerine afet musibet gelmek, yağmurlu bulut, şiddetle dökülen yağmur, kötülük etmek.

SABEE : صبء

Bir dinden ötekine geçmek, her dinden bir şey almak, diş vs, çıkmak abi. Harran'da yerleşik, yıldızlara tapan bir topluluk, görünmek, delalet etmek, dinlerini terk edip başka dine geçenler.

SABEĞA : صبغ

Boyanmış,  elbiseyi kumaşı vs. boyamak, Hristiyanlıkta vaftiz etmek, boya. Renk, boya maddesi, ruh, , renk tonu, görüntü hava, imaj, yapı, karakter, yemeğe çeşni veren şey, salça, sos, baharat, katık, birazı olgunlaşmış hurma koruğu, sözü batılla karıştırmak

SABERA:صبر

Birini bir şeyden alıkoymak, sabretmek, dayanmak, kefil olmak, kefil  vermek, tahammül etmek, dağın tepesine çıkıp oturmak, ağzına kadar doldurmak, biriktirmek, beklemek, toplamak, ölçüsüz tartısız mahsul yığını, kavmin reisi, sakınmak, imtina etmek, geri durmak, sükunet, huzur, dinginlik; sebat, metanet, kendine hakim olma, kendini tutma.

SADDE:صد

Alıkoymak, menetmek, yüz çevirmek, set koymak, engellemek, püskürtmek,, el çırpmak, dağ, ayrılık, suya varılacak yol, irin cehennem  yiyeceği.

SÂDE : ساد

Beyazın zıddı kararmak, birini efendi seyyid kılmak, sevindirmek, geçmek,geride bırakmak, bir şeyi karartmak, cesur olmak, kavme efendi olmak, çok mal, şeref, şan, efendilik, her şeyin yükseği alası.

ŞÂDE : شاد

Duvarı sıva ile sıvamak, yükseltmek, kaldırmak, yüksek saray, binasını sağlam yapmak.

SADEA :صدع

Bir şeyi yarmak, yarısından ikiye  ayırmak, ayrılmaksızın  yarmak, bitki yeri yarıp çıkmak, bir şeyi aşikare söylemek, bir işe meyletmek, geceleyin yürümek, dağılmak, sert şeyde yarık, çatlak, baş ağrısı, kavmi dağıtmak, çölü kat etmek.

SADEFE : صدف

Birini bir işten men edip vazgeçirmek, meyletmek, karşılaşmak, tesadüf etmek, yüz çevirmek, yan taraf, uç, inci kabuğu, yüksek olan şey, omuz başı sedef, dağ yolunun iki yanı.

SADEKA: صدق

Gerçek sözlü olmak, sözünü yerine  getirmek, tasdikname, gerçeği söylemek, tasdik etmek, içtenlikle vaadini yerine getirmek, mükemmellik. hakikati konuşmak, gerçeğe uygun bilgi vermek, sağlamlık, sadakat, dostluk, doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik., hakikat, uygunluk, insanın Allah’a yaklaşmak için malından gönüllü verdiği şeye denir, bağış, kadına verilen mehir.*