Okuyuş

Kelimeler

ŞECERA: شجر

Ağaç, Ağacın yere sarkan dallarını yukarı kaldırmak, , eve direk dikmek, bir şeyi diğer şeye tutturmak, birini bir işten vazgeçirip alıkoymak, insanlar arasında bir şey ihtilaflı ve çekişmeli olmak, münazaa kavga etmek, engeller, sık ağaçlık., Bir kişinin, bir ailenin kökü durumunda olan en uzak atalardan başlayarak gövde ve dallar konumundaki babaları ve onların çocuklarını gösteren ağaç şeklinde şematik çizime şecere denir. Ayrıca soy ağacı, soy kütüğü, ensâb kütüğü, nesepnâme, silsilenâme kelimeleri de bu anlamda kullanılmaktadır.

ŞEDDE: شدد

Bağlamak, bir şeyi muhkem sağlam bağlamak, kuvvetlendirmek, şiddetli olmak, harfi şeddeli olmak, kemale erme, kuvvet, şiddet, sertlik, güç, sağlam, kudreti büyük,sertlik, katılık, afet,ipi çekmek, sündürmek, ateş yükselmek.

SEDEDE : سد

Tıkamak, sed, kapamak , doldurmak, doğruyu istemek, müstakim olmak, doğrulmak, nehir vs. ye sed  yapmak, doğru olan şey, doğruluk.

SEELE: سئل

Sormak, sual etmek, bir şeyi birinden istemek, mesuliyet(sorumluluk

ŞEENE : شءن

İş, husus, mesele, konu, ahval, durumlar, hal, şerait, yapı, karakter, özellik, nitelik, değerlilik, kıymet,  ehemmiyet, önem, mertebe, mevki, rütbe, saygınlık, prestij, kafatası kemiklerinin eklem yerleri, göz yaşı gelecek damar, Allah (cc) anıldığında tazim için kullanılan ifade O'nun şanı çok yücedir, sorumlu kişiler,  nüfuz sahibi kişiler, ekabir.

ŞEENE: شئن

Birinin hal ve şanını bilmek, yahut kayırmak, birinin yoluna tabi olmak, hal, durum, baş kemiklerinin çatısı, rutbe, önemli iş, tabiat, ihtiyaç, bir amaç , yol, kurs izlemek, iyi bir şey gerçekleştirmek, ilgilenmek, ilgilendirmek, meseleyi , ilişkiyi, hali ,durum ,endişeyi, doğal, eğilimi, yolumu,

ŞEFÂ: شفا

Zahir olmak, yeni ay doğmak, hastalığını iyileştirmek şifa vermek, bir şey pek yakın olmak, bir şeyle tedavi olmak, bir şeyin kıyısı kenarı, az şey, hastalığın gitmesi, şifa bulma, ilaç, hastane, sanatoryum, iyileşmek, sönmek, sağlığa kavuşmak iyileştirme, iyileştirme, şifa.

ŞEFEA: شفع

Bir iltimasçı ve aracı ile müracaat etmek, dilek dilemek, yardım etmek, teki çift kılan, bir sağımda iki kabı dolduran deve, öncelik tanımak, ilave etmek, eklemek, birinin yararına /lehine,  ön alım, birleşmek bir araya gelmek, kurban bayramı, yüksek mertebede olanın daha aşağı konumda olanla bir araya gelmesi, birinin diğerinin hayır veya şer yolunu açıp onun çifti olması, çift görme

ŞEFEKA : شفق

Şefkat etmek, ıslahına hırslı olmak, meyletmek, bir şeyden korkmak, bahil/cimri davranmak, sakınmak, üzerine titremek, şefkat, merhamet, rahmet, rikkat, güneş batarken gün ışığının/aydınlığının gece karanlığına karışması,  akşamın kızıllığı.

SEFELE:سفل

Alçalmak, inmek, yukarısından aşağısına inmek, üstünden dibine inmek, insanların aşağı ayak takımı, her şeyin aşağısı.