SEKAFE:سقف
Evin çatısı, tavan, boynu eğri olmak, piskopos yapmak, evlerdeki sofa, gölgelik, enli taş, sağ tarafa meyletmek.
Evin çatısı, tavan, boynu eğri olmak, piskopos yapmak, evlerdeki sofa, gölgelik, enli taş, sağ tarafa meyletmek.
Ölçmek için eliyle kaldırmak, tartıda, ağırlıkta başkasına üstün gelmek, nefse ağır gelmek, iş zor olmak , gizli olmak, üşenip ağırlaşmak, gevşek davranmak, ağırlık, yük, günah, borç, ağır hasta, sağır, hazmı güç sindirilemeyen.
Düşmek, sukut etmek, imtihanda kalmak, ay ve yıldız batmak, sözünde hata etmek, gözden düşüp hakir olmak, bir yere konmak, çıkarmak, atmak, düşük, değersiz, itibarsız kimse, eksik, düşen şey, kar, gökte yağan kırağı, kanat, şelale.
Damardan devamlı kan akmak, boyamak, suvarmak, su içirmek, su içmesi için su tayin etmek, su vermek, bedenin herhangi bir yerinde su toplamak, insanlara su taşıyan
Heyet/biçim ve şekil benzerliği, cinsiyetteki benzerlik, seciye/ karakter, tabiat, davarın ayağını kösteklemek/bağlamak , nokta ve hareke koymak, hasta şifaya yaklaşmak, bir iş müşkül karışık olmak, şekil vermek, bukağı, bağ, problem.
Rüzgar dinmek, sakin olmak, mustaripken endişeliyken sakin olmak,sükunet ve kendisiyle sükunet bulunan şey, akıl,hiçbir şeye sahip olamayan yoksul, ikamet etmek, kalıp oturmak, sakin, mesken, can yoldaşı, bereket, teskin eden, miskin, fakir, menzil.
Bir şey için müteşekkir olmak, şükretmek, teşekkür etmek, borçlu olmak, övmek, methetmek, teşekküre re layık, ödüllendirilecek, mükâfatlandırılacak, şükür mahiyetinde, niteliğinde, nimet ve ihsanı bilip sahibine sena etmek, karşılığını vermek
Kabı doldurmak, nehre set yapmak, kapıyı kapatmak, rüzgar sakinleşmek, dinmek, hareket yatışmak, sarhoşluk, insanla aklı arasında arız olan bir durum, insan aklının geçici olarak gitme durumu, ölüm sekaratı-ölüm sarhoşluğu, öfkelenmek, gözü bağlanmak, hiddet, baygınlık, zevke düşkünlük, şeker kamışı, şeker, hurma şırası.
Nimetini ve ihsanını bilip sahibine sena etmek, karşılığını vermek, yağmur şiddetlenmek, koşuda gayretli olmak, çok şükreden, ince tüy, taze fidan, teşekkür.
Şüphe etmek, bir iş birine karışık kuruşuk gelmek, güç gelmek, mızrakla vurmak ve mızrağı işletmek, bir şeye diğer şeyi zammetmek eklemek, , silahlanmak, dikmek, dürtmek, birini şekke şüpheye düşürmek, bölük, fırka, baltanın sapı çıkmasın diye çakılan çivi