Okuyuş

İBRAHİM SURESİ : 37. AYET

İBRAHİM SURESİ : 37. AYET

22.07.2019

رَبَّنَٓا اِنّ۪ٓي اَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّت۪ي بِوَادٍ غَيْرِ ذ۪ي زَرْعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِۙ رَبَّنَا لِيُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ فَاجْعَلْ اَفْـِٔدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْو۪ٓي اِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ

Rabbimiz, ben zürriyetimden bazısını, senin hürmetli evinin yanında, ziraat sahibi olmayan bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, salatı ayağa kaldırsınlar diye. Artık sen de insanlardan bir kısmının  gönüllerini, onlara meylettir ve onları çeşitli semerelerle rızıklandır ki karşılık versinler.

Kelime Açıklamaları

KÂME: قام

Dikilme ayak üzerinde kalmak, düzelmek, bir iş icra etmek, yürütmek, dosdoğru olmak, devamlı ve sabit olmak, hak zahir ve sabit olmak, bir şeyin direği nizamı, namazda ayakta durma, kıyamet, adaleti ayakta tutan.  her şeyi koruyan tutan esmaül hüsnadan, hükümran, makam, meclis, uygulamak, idareci, bir şeyin kıymeti değeri, durma, ikamet, ikamet yeri, istikamet,  vadini tamamlamak, sözünü tutmak, doğrulmak, kavim, topluluk, reis, başkan, idareci, tam ve kamil.

SALAYE : صلى

Müsabakayı kazananın ardından gelmek, dua etmek, Aklın Allah’a yükselmesi, yakmak için ateşe atmak,  ateşte ısınmak, ateşle tutuştu,  diriliş. Dua, namaz, rahmet, Yahudi tapınağı, havra,  yarışta birinci geleni takip eden(ikinci), bir işin şiddetini tatmak, cephe, bereketine rahmetine bürünmek. İbadet, yalvarma, rica, niyaz, müracaat etmek, yalvarmak, rica etmek; çağırmak, seslenmek..

BÂTE : بات

Gecelemek, gece barınağı, üzerinden bir gece geçmek, birini işinden alıkoymak, geceleyin azığını hazırlamak, mesken, ev, peygamberin ailesi, ev halkı, topluluk, kabir, Kâbe , azık

SEKENE:سكن

Rüzgar dinmek, sakin olmak, mustaripken endişeliyken sakin olmak,sükunet ve kendisiyle sükunet bulunan şey, akıl,hiçbir şeye sahip olamayan yoksul, ikamet etmek, kalıp oturmak, sakin, mesken, can yoldaşı, bereket, teskin eden, miskin, fakir, menzil.

ZERAA: زرع

Tarlaya ekin ekmek, tohumu saçmak, Allah ekin bitki bitirmek, fakirken zengin olmak, şer ve çirkin işe işe atılıp koşmak, ziraat, tarım, çiftçilik, ekin, çocuk, köpekler.

SEMERA: ثمر

Ağacın meyvesi belirmek, olgun tam olmak, adamın malı çoğalmak, meyve, fayda, kâr, netice, nesil, evlat, mahsul, sevgi, muhabbet, sütün köpüğü yağın yukarı çıkması.

VEDEYE: ودى

Akmak, suyun içinde aktığı yer, iki dağ arasındaki geçit,  diyetini vermek, bir işi yaklaştırmak, helak olmak, alıp götürmek, öldürmek, vadi, dere, birinin hakkını ikrar etmek,

FEEDE: فءد

Yüreğine vurmak, gönlüne dokunmak, kalp, akıl, gönül, ateş, kebap olmuş et,

HEVEYE: هوى

Bir şey yukarıdan aşağıya düşmek, şahin vs. avının üzerine yıldırım gibi inmek, bir şey hoşuna gidip meşgul etmek, heva hevesine uygun  istediği gibi. hava , havaya ait, kapris, hevanın dünyada peşine takılan her tür felakete- ahirette ise Haviya’ye(ateşe) sürüklemesidir, kalpleri yürekleri bomboş olmak, hava, atmosfer, rüzgar, iklim, gök ile yer arası.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu