Okuyuş

DÜZEN (05/06/2023)

DÜZEN                (05/06/2023)

05.06.2023

DÜZEN

Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, dört bir yanımızı ip cambazları sarmış. Oysa ip cambazı sadece göz boyar aldatır. Biz de bile bile aldanırız. Hatta bundan zevk alır hale geldik. Reklamlar, vaatler gözlerimize birer perde indirmiş. Yalansız bir hayat düşünemez olmuşuz. En yakınlarımıza, hayatın her anında, her darda kaldığımız  da  yanımızda olan, bizi ayakta tutanlara söylemişiz en büyük yalanları. Onların bizi koşulsuz sevdiklerini bilmek belki de onları kandırmamız için güven veriyor. Unuttuğumuz yalanın tüm sevgileri bitireceği.   

İşin en garibi de bizi sömürenleri sömürdüklerini bile bile söyledikleri bir iki güzel söz, bir iki övgüye kanıp elimizde avucumuzda ne varsa önlerine seriveriyoruz en yakınlarımızdan sorumlu olduklarımızdan sakındığımız her şeyi!

Zincir marketler belirler oldu ihtiyaçlarımızı. Gözümüz akıllı telefonlarda bugün hangi ürün indirimde diye. Çok iyi biliyoruz ki, önce fiyat yükseltip sonra normal fiyatına indirdiğini. Neye ihtiyacımız var diye değil bize neyi  sunarlarsa onu  alıyoruz.  Diziler belirliyor yaşam standartlarımızı, kıyafetlerimizi ve ev düzenimizi.

Yalana öyle alıştırılmışız ki, gerçekler korkutur kaçırır olmuş. Oysa gerçek bilgi ve bilim ne kadar sekteye uğratılırsa uğratılsın sonuç yani gerçek mutlaka ortaya çıkar. Güneş balçıkla sıvanmaz, balçık güneşi kapatamaz kurur dökülür toz toprak olur. Perdeler ne kadar kalın olsa da  iğne deliği kadar delikten içeri sızar ve aydınlatır.

Allah her şeyi bir yasaya/ölçüye göre yaratmıştır. Yeryüzünün yasası iyi okunursa denizin nerede ikiye ayrılacağını bilirsin. Met cezir yasasını okur en sığ zamanında, yalan ve zulüm denizinin ortasından mazlumları, inananları çekip geçirirsin.

Ben izin vermedikçe hiç kimsenin, hiçbir şeyin üzerimde gücü yoktur. Çünkü aklımdaki düşünceme hiçbir  insan müdahale edemez. Kendine bile fayda ve zarar veremeyen kendine bile güç yetiremeyen başkasına ne yapabilir. Aksine onları ilahlaştıran ayakta tutan kendi içindeki iman gücünün farkında olamayanlardır. Öldüren, dirilten, hasta olduğumuz da şifa veren de Allah. İçimize uyarıcı elçiyi koyan, içimiz de ninnilerle uyuttuğumuz o büyük gücü de veren O.

İnsanları statüleriyle yargılamak ve çok konuşanı alim, susanı cahil görmek ne garip. Atalarımız “az söz çok iş” derlerdi günümüzde mutasyona uğrayan bu değerli bakış açısı “çok söz az iş” olarak revaç görür olmuştur. Yeryüzünün/doğanın yasası ağaç yağmuru çeker, toprak tüm kiri mikrobu içine çeker arındırır. Buna rağmen ağaçlar kesiliyor, toprağın üzeri betonla kaplanıyor. Tarım arazilerine gökdelenler dikiliyor. Tek bir binada bir köy nüfusu yaşıyor. Yer altına yağmur ve kullandığımız sular gidemeyince sel oluyor, toprağın yer altı suyu boşalınca obruklar oluyor.  Canlar gidiyor.  Cennetten bir köşe diye yapılan o binalar insanların mezarı oluyor. Dağlar dümdüz edilip ihtişamlı binalar yapma uğruna beton yığınlarına dönüşüyor.

İklim ekolojik denge her bir toprağa yöreye hava durumuna rüzgarına bitki örtüsü göre bir yasa var. Bu yasaları doğru okuyup dengeyi/düzeni bozmadan iman ve güven içinde yaşamak duası ile.

HANİGÜN