Okuyuş

KÖLELER VE EFENDİLER (18/07/2023)

KÖLELER VE EFENDİLER    (18/07/2023)

18.07.2023

KÖLELER VE EFENDİLER

Hz. Süleyman kendisine verilen saltanat ilim ve yönetim kabiliyetini en adil ve doğru bir şekilde kullanıyor. Elinde tüm dünyayı yönetecek kara, deniz, hava ve siber güvenlik imkânları var. Olmayan tek şey gaybı bilmemesi. Gaybı ve geleceği bilmiyor. Bildiği kâinatın yaratıcısı ve yasası, yasanın işleyişi, adaleti. Ordularıyla karınca vadisinden geçerken bir karıncanın “Evlerinize çekilin Süleyman ve orduları sizi bilmeden ezmesinler.” ifadesi karıncaların da yasayı bildiğini gösteriyor. Güçlüler bir yere girdiler mi zayıfları ezerler. Bazıları bilmeden görmeden, bazıları zulümle bilerek zevk alarak. Zayıfı ezince sanki gücüne güç gelecek yanılgısıyla.

Adalet devlet yönetiminde en önemli kriter. Her bir birey kendi sorumluluğunu, yapması gerekeni bilip, sorumluluğunu üzerine alıp  görevini tam yerine getirirse adalet yerini bulur. Haksızlık zulüm ortadan kalkar.  Kur’an’da Süleyman kıssasında Belkıs’ı görüyoruz her ne kadar adı geçmese de adil demokratik bir bayan yönetici/melike. Her ne kadar Allah’ın yanında güneşe yani şaşaaya, ışıltılara secde etse de. Yönetiminde adil, istişareye dayalı bir politika belirlediğini anlıyoruz. Aklı başında, çıkarcı değil doğruyu, gerçeği görür görmez sarılıyor, kabul ediyor. Halkının şereflilerini koruyup gözetiyor. En mantıklı kararları istişare yoluyla veriyor.

Günümüze bakıyorum bu örneklerin zerresinin zerresi var mı diye. Dönüp bir daha bakıyorum. Yazık adalet çoktan ölmüş de insanlık da ölmüş. Büyüğe saygı küçüğe sevgi de kalmamış. Aileler paramparça. Geleneğimizdeki baba erkil aile veya ana erkil aile bitmiş, çocuk erkil bir yapı olmuş. Üç beş yaşındaki bir çocuk sadece anne babasına değil büyük anne ve büyük babaya kafa tutar onlar da çocuğu memnun etmek için küçüldükçe küçülür hâle gelenleri her gün markette, AVM’de ve sokaklarda görüyoruz. Roller yok olmuş. Krallar, kraliçeler, prensler ve prensesler sarmış etrafımızı.   

Efendilik ve kölelik yaşam standartı hâline gelmiş. Yeni değil yavaş yavaş sindire sindire yapılmış. 1979 yılında İtalya’da bir sanatçının altı saat hareketsiz durarak insanların tepkisini öğrenmek için yapılan bir sanat icra etme girişimi. Hareketsiz duran canlı bir insanı görünce, insanların içlerindeki kötülüğü nasıl sergilediğini ve zamanı dolan sanatçının hareket edince de insanların paniğe kapılıp kaçışmalarını izliyoruz. Bir toplu taşıtta yolculuk ederken çift kişilik koltukta yanındakine fiziksel temas olmasın  diye kenara sıkıştıkça yanına oturan kişinin yayıldıkça yayılması. Herhangi bir iş yerinde işin hakkını verip kazancını helal etmek isteyen kişiye aynı iş yerinde aynı görevdeki olanların kendi yüklerini yüklemeleri. Patronu veya üstlerini görünce de kendileri çok çalışıyor havası vermeleri.  Aile içinde en hoşgörülü olanın tüm ailenin yükünü taşıması. Kendini göz açık olarak tanımlayanların özverili insanları sömürmeleri. Eğitimsiz Allah’tan korkusu olmayanın insanların eğitimlilerini  emrinde adaletsizce çalıştırılıp ezilmesi. Bir patronun çalışan elemanlarını köle olarak görmesi. Devlet yönetimlerinde vergilerin genelde düşük gelirlilerden çok zenginlerden teşvik gibi sudan bahanelerle az almaları. Günlük hayatımızda öylesine çok ki bu örnekler. Örnekler çoğaltılır. Önemli olan Süleyman’ın adaletini bu örneklerin hangisinde görebildiğimiz ve bizim adaletli bir yaşam için ne yaptığımız? Efendilik kölelik düzeninden ne kadar kendimizi soyutlayabiliriz bu düzene Süleyman adaletiyle nasıl karşı çıkabiliriz, her insan kendi içinde bunun muhasebesini yapmalı ve hayatını buna göre düzene sokmalı.

Adaletli ve istişareli bir hayat yaşama ve yaşatma duası ve ümidiyle…

                                                                                                                                                                                                                                HANİGÜN