BİR MÜCADELEDİR YAŞAMAK

16.09.2021

BİR MÜCADELEDİR YAŞAMAK

Hayatın en güzel,  sorunsuz ve mutlu yaşandığı yıllar çocukluk yılları… Özgürce ağlar, özgürce güler, özgürce oyun oynar, yer içer eğlenir. Her şey onun için. Anne, baba, aile büyükleri hepsi hizmetinde... Her çocuğun çocukluğu mutlulukla geçer. Çocukluk yılları mutlulukla anılır. Suç yok, hata yok, sorumluluk yok.

Biraz büyümeye başlayınca hele bir de bazı şeylerin farkına varmaya. Mücadele başlıyor. İnsanın keşke hep çocuk kalsaydık diyesi geliyor. Tabii ki kalınmıyor! Anasınıfı, ilkokul, orta, lise, üniversite; nefes almadan sınav, okul derken on altı yıl geride kalıveriyor. Sorumluluklar öğreniliyor. Sınav kaygıları gelişiyor. Vücut gelişiyor, farklılaşıyor, olgunluk geliyor. Beceriler, dünyaya bakış açısı oluşuyor. Her bir bireyin kendi gözünde “Hayatı daha kolay yaşanabilir kılmak adına ona ben ne katabilirim?” tarzında görüşler gelişiyor.

MÜLK/2: “O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.”

TİN/4: “Biz insanı en güzel biçimde yarattık.”

Allah insanı en güzel şekilde, ahlaken, şekil olarak yaratmıştır. Özüne tüm güzellikleri koymuş, gökleri bina yeri döşek yapmış, mutlu yaşayacağı ortama bırakmış. Vücuduna hareketlilik vermiş, hareket ettikçe güçlenen durdukça zayıflayan kaslar… Durursa kaybeder. Beyin hep çalışıyor, uyurken, uyanıkken, düşünürken, dinlenirken... Her bir sinir hücresi, görevini tam mükemmel yapıyor. Her hücre çalıştıkça daha dirençli oluyor. Kaslar çalıştıkça güçleniyor, çalışmazsa işlevini kaybedip yırtılıyor, ağrılar, acılar geliyor. Oysa modern toplum çalışmak istemiyor. Oturunca dinleneceğini sanıyor.

İNŞİRAH/ 5: “Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” 6: “Evet, doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık var.” 7: “O hâlde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul.” 8: “Ve yalnız Rabb’ine yönel.”

Bu ayetlerden anlıyoruz ki başka bir iş yaparak daha çok dinleniriz. Bedenen yorucu bir iş yaptıysak kitap okuyarak dinlenebiliriz. Uyumak için geceler yeter de artar bile. Sömürüye değil üretime odaklanırsak yapılan her bir iş mutluluk verir. Doğa sonsuz değildir. Her şeyi kullanıp tüketirsek yokluklar baş gösterir.  Ağaçları kesip betonlaştırmak yerine daha çok ağaç dikersek küresel ısınma, yağmur kesintileri yaşamayız. Önce çölleştiriyor, ormanları yakıyor, kesiyoruz sonra küresel ısınma var diye feryat ediyoruz.

Bilimsel olarak da bildiğimiz gibi ağaç yağmur çekiyor, buhar oluşturuyor. O hâlde her tohumu toprakla buluştursak yemyeşil bir dünyada yaşarız. Düzenli hareket eder, spor yaparsak ilaçsız sağlıklı yaşarız. Beynimizi üretime yönlendirirsek fesattan, sömürüden uzak mutlu bir hayat yaşarız.

Öyleyse ne duruyoruz haydi mutlu huzurlu çalışkan bir hayat için el ele.

HANİGÜN