26.09.2018
قَالُواْ يَا شُعَيْبُ مَا نَفْقَهُ كَثِيرًا مِّمَّا تَقُولُ وَإِنَّا لَنَرَاكَ فِينَا ضَعِيفًا وَلَوْلاَ رَهْطُكَ لَرَجَمْنَاكَ وَمَا أَنتَ عَلَيْنَا بِعَزِيزٍ ﴿٩١
Dediler ki: "Ey Şu'ayb, senin söylediklerinden çoğunu anlamıyoruz, biz seni içimizde zayıf görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni mutlaka taşlardık! Sen bizim üzerimize aziz değilsin"
Kelime Açıklamaları
FEKAHE: فقه
Birine ilimde galebe etmek, fakih olmak, anlayışlı, hazır bir bilgi ile gaib bilgiye ulaşmak, şeriat ilmini bilir olmak, bir şeyi gereğince anlamak, öğretmek, bildirmek, fıkıh tahsil etmek, anlayış, zeka, mütehassıs, şeriat ilmini bilir olmak.
AZZE: عز
Aziz kadri yüce şerefli olmak, kuvvetli olmak, kerim cömert olmak, galip ve üstün gelmek,güç sahibi, Allah’ı Teâlâ’nın isimlerinden olup üstün ,şerefli, mükerrem, sevgili, varlığı nadir, kuvvetli melik anlamlarında kullanılır.
Önceki
Sonraki