Okuyuş

İNSANIN YARADILIŞI VE DEĞERİ

İNSANIN YARADILIŞI VE DEĞERİ

09.12.2021

İNSANIN YARADILIŞI VE DEĞERİ

İnsanı yaratan Allah, yarattığı insanın özelliklerini de kendine tanıtıyor.

*TİN/4: “Biz insanı en güzel biçimde yarattık.”

*NİSA/28: “Allah sizden (yükünüzü) hafifletmek ister çünkü insan zayıf yaratılmıştır.”

*İSRA/11: “İnsan hayrı istediği kadar şerri de ister. İnsan pek acelecidir!”

*İBRAHİM/34: “O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah´ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür!”

*FECR/(15-16): “İnsana gelince, Rabb’i onu her ne zaman sınayıp da kendisini üstün kılar ve nimetler verirse: ‘Rabbim beni üstün kıldı.’ der. Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa ‘Rabbim beni aşağıladı.’ der.”

*İSRA/89: “Yemin olsun ki biz bu Kur´ân´da insanlar için çeşitli misaller vermişizdir. Yine de insanların çoğu inkârlarında ısrar ederler.”

*İSRA/100: “De ki: ‘Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, fakirlik korkusunu yine de elden bırakmazdınız.’ Doğrusu insan çok cimridir.”

*ADİYAT/6-7-8: “Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür. Ve kendisi de buna şahittir. Gerçekten o dünya malını çok sevdiği için katıdır.”

İnsanın yaradılışındaki ve içinde var olan bu olumsuz gibi görülen özellikler aslında insan için bir sınav aracıdır. İnsanı en güzel biçimde yarattık diyor âlemlerin Rabb’i. Kendi ruhumdan üfledim. Melekleri bile gıpta ettirecek ne büyük bir onur. Gerçekten her bir insana tek kendine özgü bir fazlalık verilmiş. Aynı özden, bir anne ve babadan aynı değerlerle yaratılmış tüm insanlık. Ne başka bir insandan daha değerli ya da değersiz. Sınıflandıran yine insanların kendileri. Zalimlikleri tavan yapmış, egoları şişmiş sanki bulundukları ortamı, anne babayı, çevreyi kendi hür iradeleriyle seçmiş gibi.

Irkından, renginden, doğduğu coğrafyadan dolayı ayrıştırmış, zulmetmiş, değersizleştirmiş. Kimi inancından dolayı zulüm görmüş, kimi yeterli miktarda maddi gücü olmadığından. Oysa yaradılışta verilen bu özellikler daha iyi, daha müreffeh bir dünyada barış içinde yaşamak için.

*HUCURAT/13: “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O´ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.”

Ünsiyet için beraber daha mutlu yaşam için.  Bunun tersine cimri, hırslı, nankörlüğünü ilah edinmiş, hep bana, yalnız bana diyen bir insanlığını kaybetmiş zalimler topluluğu. Şeytanın elinde kukla olmuş. O şeytan ki!

*ARAF/ (16,17): “İblis, ‘Öyleyse, beni azgınlığa itmene karşılık, ant olsun ki ben, onlar için senin dosdoğru yoluna oturacağım, sonra yine ant olsun ki onların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve sen, çoklarını kendilerine verilen nimetlerin karşılığını ödeyenler bulmayacaksın.’ dedi.”

Evet, şeytan sözünü tutuyor. Kendine köle ettikleriyle birlikte, tüm dünyaya, tüm insanlara zulmetti, zulmümde devam ediyor. Asırlardır peygamberlerle de bu mücadele devam etti onları ya öldürdüler ya da işkence edildi. Alay edildi.

Unuttukları bir şey var. Hem de çok büyük bir şey. İnsanı ve şeytanı yaratan, ona o aklı veren onu biraz bırakıyor. Zulmünün nereye varacağını sabırla bekliyor. Çünkü yaptığı her zulüm onun ateşine bir büyük odun olarak dönecek. Zulüm asla abat olmaz. Tarih sayfaları bunları defalarca yazdı, yazacak. Bu dünya ne zalimler gördü de onları adları anılmayan çer çöpe çeviriverdi.

Oysa inanan, barışı ortaya koyan hem dünyada /bugün hem de gelecekte/ ahirette cennetini bulacak. Yok ederek değil en güzel şekilde yaşayarak.  Allah’ın övgü sözlerini hak ederler:  “Onlar gaybe inanır Allah’ın yasasının işleyişini bilir. Emanete riayet eder. Kimsenin malına göz dikmez. Harcamaları dengededir. Ne israf eder ne de  tamamen kısar. Yalana asla şahitlik etmezler. Faydasız boş şeylerden yüz çevirirler. Gerçekten mü’minler kurtuluşa ermişlerdir. “

Bizimde bu örnek davranışları model alarak kurtuluşa erenlerden olmak duasıyla…

HANİGÜN