Okuyuş

YUSUF SURESİ: 31. AYET

YUSUF SURESİ: 31. AYET

01.12.2018

فَلَمَّا سَمِعَتْ بِمَكْرِهِنَّ أَرْسَلَتْ إِلَيْهِنَّ وَأَعْتَدَتْ لَهُنَّ مُتَّكَأً وَآتَتْ كُلَّ وَاحِدَةٍ مِّنْهُنَّ سِكِّينًا وَقَالَتِ اخْرُجْ عَلَيْهِنَّ فَلَمَّا رَأَيْنَهُ أَكْبَرْنَهُ وَقَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ وَقُلْنَ حَاشَ لِلّهِ مَا هَذَا بَشَرًا إِنْ هَذَا إِلاَّ مَلَكٌ كَرِيمٌ ﴿٣١

 Kadın onların oyunlarını işitince, onlara haber gönderdi.Ve onlara karşılıklı oturacak yer hazırladı.Her birine bir bıçak /bir sekine getirdi. Yûsuf'a: "Karşılarına çık." dedi. Nihayet Yûsuf'u görünce onu öylesine yücelttiler ki, kendilerinin ellerini /güçlerini kestiler. Şöyle dediler: "Aman Allahım! Bu bir insan değil; asil bir melek bu!"

Kelime Açıklamaları

KATAA : قطع

Kesmek, birbirinden  ayırmak, terk etmek, arkadaşlığı bırakmak, birini delil ve burhan ile susturmak ,küsmek alakasını kesmek, geceden bir kesit, son hudut, sesi kesilmiş adam, meyveyi devşirmek, sıla-i rahimi terk etmek, nehir kurumak, aralarındaki sevgi ve dostluk bağının kesildiğini gösteren nişane,

SEMİA: سمع

Kulağı işitmek, dinlemek, sözü anlamak, duyurmak işittirmek, bir söze kulak verip dinlemek, aralarında ayıbı kusuru yaymak, hay hay baş üstüne, şöhret, vahye dayanan bilgiler, stetoskop.

SEKENE:سكن

Rüzgar dinmek, sakin olmak, mustaripken endişeliyken sakin olmak,sükunet ve kendisiyle sükunet bulunan şey, akıl,hiçbir şeye sahip olamayan yoksul, ikamet etmek, kalıp oturmak, sakin, mesken, can yoldaşı, bereket, teskin eden, miskin, fakir, menzil.

MEKERA: مكر

Hile ile aldatmak, bir şeyi renkli yapmak, evde hububat biriktirip karaborsa yapmak, bir şey kızarmak, birini hile ile maksadından döndürmek.

ATEDE: عتد

Hazır olmak,bir şeyi hazır ve amade kılmak, sabatında dikkatli ve mahir olmak işini sağlam yapmak, harp vs.için hazırlanmış malzeme, ikmal, levazım, gelecek, yakın, mücevher kutusu.

VEKEE:وكء

Yaslanmak, dayanmak, oturtmak, biri için yastık gibi dayanacak oturacak yer hazırlamak, destek, dayanak, payanda, dayanılan asa kılıç

HÂŞA: حاش

Korkmak, korkutmak, korkudan büzülmek, bir şeyden korkup endişelenmek, topluluk, cemeat, çok ürken adam.

KERAME: كرم

Bir şeyi  aziz ve kıymetli olmak, cömert olmak, iyi ve ahlaklı olmak, yer bereketli mahsul vermek, bulut çok yağmurlu olmak, birine hürmet ve tazim göstermek, yakışmayan şeyden kaçınmak, şeref, azizlik, kerim olan bir şeyi istemek, kıymetlisini aramak, toprağı temiz ve mümbit yer.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu