Okuyuş

Kültür Erozyonu

Kültür Erozyonu

Erozyon; toprağın yağmur, rüzgâr gibi dış etkenlerle aşınması ve taşınması halidir. Erozyona uğrayan toprak verimliliğini yitirir, özelliğini kaybeder. Ve zaman içerisinde en verimli topraklar dahi çöle döner. Birde bakmışsınız en mümbit topraklar gitmiş, geriye çorak araziler kalmış. Kültür erozyonu da bu durumdan farklı değildir.

Toplumları toplum yapan ana unsurlardan biri de kültürdür. Kültür; birlikte yaşamanın, millet olmanın harcı ve mayasıdır. Kültür gelecek nesillere aktarılarak, kuşaklar arası bir köprü görevi taşır. İşte bu yolla torun dedeyi anlar, anladığını geleceğe aktarır. Böylece kökü tarihin derinliklerinde, dalları geleceğin ufuklarında olan bir kültür çınarı yaşam sürer ve nesilleri gölgesinde misafir eder.

Ancak son yıllarda kültürümüzün maruz kaldığı erozyona üzülerek tanıklık ediyoruz. Teknolojinin hızla gelişmesi, iş yaşamının yüksek temposu ve şehirleşme oranının artması birçok kültürel unsurumuzun yok olmaya yüz tutmasına neden olmaktadır. Süratle artan ve gün geçtikçe çığırından çıkan sosyal medya kullanımı ise kültürümüzdeki erozyonu daha da hızlandırmıştır. 

Çocuklumuzun Bağlum’unda elinizde bir yiyecek ile sokakta dolaşmanız hoş karşılanmazken, şimdilerde yenilen yemekler sosyal medya aracılığı ile bütün topluma servis ediliyor. Çocukluğumuzda bir eve misafir geldiğinde, bütün hane halkı misafir ile ilgilenir, hasbihal edilirdi. Şimdilerde, misafirlik programı dizi programlarına göre ayarlanıyor ve eve o saat misafir gelmişse; muhabbet etmek yerine dizi seyretmek tercih ediliyor. Ve maalesef evin çocukları bilgisayarlarını, telefonlarını bırakıp da misafir ile alakadar olmayı tercih dahi etmiyorlar.

Bağlum’da bir cenaze olduğunda günlerce televizyon açılmaz radyo dinlenmezdi. Acı toplumun ortak acısı kabul edilirdi. Fakat son yıllarda taziye için gittiğiniz evlerde dahi televizyon açık ve programların itina ile takip edilmekte olduğunu görebilirsiniz.

Komşunun evinde kaynayan tencereden haberdarken, şimdilerde üst katta kimin oturduğundan habersiz hale gelmişse bir toplum, orada kültür erozyonu hızını artırmış demektir. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak burada önemli olan; bir toplumun maruz kaldığı erozyonu farketmesi ve bu gidişe dur diyebilmesidir. 

Burada şunu da ifade etmeliyim: Kültür, içinde bulunulan zamanın şartlarına göre değişime uğrayabilir ve yeni yorumlar getirilebilir. Önemli olan, öze sahip çıkmaktır. Zaten yüz yıl önceki kültürü bire bir yaşamak ne mümkündür ne de mantıklıdır. Ana kaideleri muhafaza edilmiş bir kültür bugünün renkleriyle boyanır ve yaşanılarak bir sonraki kuşaklara aktarılabilir. Böylece kültür erozyonundan en az oranda etkilenilebilir. Toplum, değerlerinin aşınmakta olduğunu fark eder ve kültürünü korumaya karar verirse, sorun çözülür. Aksi halde her bozulma zamanla normalleşir ve kanıksanır.

Halil Alptekin

Önceki Sonraki