ZÂ-ZELEKE-KEZELEKE : ذا- ذلك- كذلك
Bağlaç, işaret zamiri, Bununla, bu münasebetle, bu sebeple, böylece, bununla, bu suretle, böylece, bu yüzden. bu. Sebeple, Ondan sonra, olması sebebiyledir.
Bağlaç, işaret zamiri, Bununla, bu münasebetle, bu sebeple, böylece, bununla, bu suretle, böylece, bu yüzden. bu. Sebeple, Ondan sonra, olması sebebiyledir.
Telef ve helak olmak, kaybolmak,zayi olmak, kaybetmek, aç çoluk çocuk sahibi olmak, fakir.
Kuvvetin zıddı, zayıflık, güçsüzlük, sayılarını çoğaltmak, bir şeye bir mislini ilave etmek, zayıflatmak, ezmek, zillete düşmek, bir şeyin misli, katı, bir şeyin ziyadesi, korkak, harfi tekrar etmek, hastalığın komplikasyonları.
Sanmak, doğru sanmak, inanmak, söylemek, yalan söylemek, vadetmek, kefil olmak, bir kavme emir sultan olmak, reis olmak, liderlik, iddia, fikir, görüş, itaat etmek.
Ayrılmak, bir yere göçüp gitmek, mahfeye(deve veya fil üzerindeki minik kulübe) binmek, kısa yolculuk
Artmak, çoğalmak, müzayedede fiyat artmak, zait yeterinden fazla, gerekli değil, apandisit çıkıntısı, apandisit, diyafram, ziyade, ilave, fazla artırma, ileri gitme.
Husumet vs de galip gelmek, birinden bir şeyi güzellikle men etmek, darılmak, doldurmak, zıddını yapmak, karşıt olmak, zıt, ters, aksi, karşıt, tezat, misil, nazir, benzer ve dengi, iki karşıttan biri.
Aydın olmak, ışık, parlamak, aydın ve ziyadar olmak, aydınlanmayı/bilgilenmeyi [münevverliği) istemek, bilgilenmek ,güneş, ay vs.nin ışığı aydınlığı, ışık ile ilgili.
Birine misafir olmak, meyletmek, alışmak, yaklaşmak, sapmak, vazgeçmek, güneş batmaya yüz tutmak, korkmak ve sakınmak, bir şeyden korkup endişelenmek, süratle koşmak, kaçmak, isnat olunmak, vadi daralmak, sığınmak, korunmak, misafir, konuk, üzüntü, tasa, kıyı,canip, yan.
Ot vs. yi toplamak ve demet yapmak, birbirine karıştırmak, sözü karıştırmak, rüyayı yoran karışık yormak, elbise vs.yi az yıkamak, demet yapmak, alıntı işe yaramaz mal.