Okuyuş

Kelimeler

KERAME: كرم

Bir şeyi  aziz ve kıymetli olmak, cömert olmak, iyi ve ahlaklı olmak, yer bereketli mahsul vermek, bulut çok yağmurlu olmak, birine hürmet ve tazim göstermek, yakışmayan şeyden kaçınmak, şeref, azizlik, kerim olan bir şeyi istemek, kıymetlisini aramak, toprağı temiz ve mümbit yer.

KERARA : كرر

Düşmana hücum edip dönüp tekrar hücum etmek, geri dönmek, gece ve gündüz tekrar dönmek, avdet etmek, geri döndürmek, ip, kilim, kere, defa, dönüş, hamle, bobin, harp sahası.

KEREHA: كره

Bir şey sonradan çirkin olmak, bir şeyden tiksinip iğrenmek, birini bir işe zorlamak, bir şeyi kerih, çirkin görüp iğrenmek, meşakkat, zoraki, harp, musibet, belâ, zorluk, şer, nefret.

KESÂ-KESEVE : كسا

Birine elbise giydirmek, elbise, şeref, kaplamak, örtmek, sarınmak, örtünmek, yer yaprakla kaplanmak, donatma.,

KESEBE: كسب

Bir şeyi toplamak, malı veya bilgiyi çalışıp kazanmak, yüklenmek, kazanç, gayret etmek, pamuk- susam vs. tohumunun sıkıldıktan sonra kalan posası, küspe

KESEFE : كسف

Allah güneşi ve ayı tutmak, kesmek, kendi başına kızarma-sararma, güneş ve ay tutulmak, gizlenmek, örtmek, gözünü yummak, hali perişan kötü olmak, bir şeyi parça parça etmek, parça, yüzü sararıp bozulup çirkinleşmek, üzgünlük, rahatsız ve üzgün olmak, şiddetli korkunç gün, muvaffak olamamak.

KEŞEFE:كشف

Bir şeyi örten perdeyi kaldırarak açığa çıkarmak, bir şeyi  gizleyen örtüyü açmak, günahlarını kötülüklerini ortaya dökmek, Allah üzüntüsünü gidermek, bir şey açığa çıkmak, sıvamak, keşfetmek, kaşif, keşif ile ilgili, keşif amaçlı anlamaya yönelik, gizleyen veya örten şeyi kaldırmak, izci, öncü, izhar etme,  vahiy, icat, buluş

KESELE : كسل

Gevşeklik gösterilmemesi, geciktirilmemesi gereken işlerde ağırdan almak, ayak diretmek anlamını taşır, tembellik, üşengeçlik, elbiseli, giyinik, ihmalkarlık.

KESERA : كثر

Sayıda  çoklukta galebe etmek, malca çok olmak, zenginlik, bir şeyi çoğaltmak, çok kılmak, insanların çoğu, ekseriyet, konuşkan, geveze, çok şey.

KETEBE:كتب

Yazmak, Allah bir şeyi farz kılmak, nikah kıymak, vasiyet etmek, tulum vs.yi iki sırım ile dikmek, harfleri birbirine eklemek, yazışmak, mektuplaşmak, katip, sekreter, noter, yazı yazılmış sahife, kitap, kuran, Tevrat, incil,  hüküm, bir şeyi ispat etmek, takdir etmek, zorunlu kılmak, ecel, mukatebe ( kölesi ile hür olabilmesi için belli bir ücret karşılığı yapılan anlaşma).