Okuyuş

Kelimeler

ĞASEVE : غثو

Sel köpükle dolu olmak, vadi çöple dolmak, hava bulanıp bulutlanmak, sözü karıştırmak, insanların düşük takımı, mide bulantısı, rahatsızlık, küfretmek, sövmek, ağzını bozmak.

ĞATÂ-ĞATAVE : غطو

Karanlık bastırmak, bir şeyi örtü vs. ile örtmek gizlemek, su vs. yükselip kabarmak, yiğitlik kemalini bulup tam yiğit olmak, gizlemek, örtmek, bir şeye bürünmek, denizin taşıp köpürmesi.

GATAA :قطع

Kesmek, birbirinden  ayırmak, terk etmek, arkadaşlığı bırakmak, birini delil ve burhan ile susturmak ,küsmek alakasını kesmek, geceden bir kesit, son hudut, sesi kesilmiş adam, meyveyi devşirmek, sıla-i rahimi terk etmek, nehir kurumak, aralarındaki sevgi ve dostluk bağının kesildiğini gösteren nişane

ĞAVESA: غوص

Suyun altına dalarak bir şeyler çıkarmak, bir işin derinliğine ve hakikatine muttali olup bilmek, dalgıç, inci çıkarmak için denize dalan, maddi veya ilim den kapalı olan bir şeye yönelip onu çıkaran, bir konuda derinleşmek, kapsamlı bilgi sahibi olmak

ĞAVEYE:غوى

Azgın olmak, sapıtmak, şaşırmak, helak olmak, bir adamı azdırmak, sütü yoğurt yapmak, birini ayartmak, karanlığı ile tamamen örten bürüyen, azacak yer, tuzak, gizli tehlike,  doğru yoldan sapmak, sapıklık içine girmek, kışkırtmak, tahrik etmek, aldatmak, aklını çelmek, cezbetmek, kandırmak.

ĞÂZA : غاظ

Darıltmak, öfkelendirmek, gazaba getirmek, hiddetlenmek, öfke, hışım, günün ortasının sıcağı artmak, meşakkat, ateş yanarken sesi duyulmak

ĞAZELE: غزل

Yün, pamuk vs.yi büküp iplik eğirmek, örümcek, çok iplik büken eğiren, kırkına yaklaşmak, flört etmek, ceylan yavrusu, kuşluk vaktinin evveli, güneş yahut güneşin doğduğu esnadaki güneş

ĞAZZA : غض

Gözünü aşağı indirmek, gözünü haramdan sakınmak, sesini kısmak- alçaltmak, bir şeyi miktarından eksiltip azaltmak, yüzün üst kısmı, zillet, kusur, taze ve parlak şey, turfanda,

HABBE: حب

Sevmek, istemek, meyletmek, sevgili olmak, ekinin taneleri belirmek, kap dolmak, hoşlanmak, tercih etmek, üstün tutmak, bencillik, dostça, aşık, mahbup, egoist, muhabbet.çiçeklerin  tohumu, danei başakta buğday tanesi, hububat.

HÂBE-HAYEBE : خاب

Başaramamak, başarısız olmak, kaybetmek, hüsrana uğramak, ziyan etmek, umutları boşa çıkmak, gitmek, ateş almayan çakmak, yenilgi. kafir olmak.