FERATA: فرط
Tefrit etti, ağırdan aldı, hakkını vermedi, kusur işledi, eksik yaptı, bir işte güçsüz kalıp kayıp vermek, ileri öne geçmek, aşırı gitmek, şiddet, acele, bir işi unutmak, haddi tecavüz etmek.
Tefrit etti, ağırdan aldı, hakkını vermedi, kusur işledi, eksik yaptı, bir işte güçsüz kalıp kayıp vermek, ileri öne geçmek, aşırı gitmek, şiddet, acele, bir işi unutmak, haddi tecavüz etmek.
Tatlı ve bol su, kolay içimli susuzluğu giderici, aklı kuvvetli iken zayıf olmak, adımları küçük küçük atarak yürümek, bir işi bozup mahvetmek.
Bir şeyi yarmak, kürk, tüylü ve kürklü deri, servet, yalan düzmek, yalan söz peyda etmek, iftira, yeniden düzülüp ortaya konan şey, uydurma acayip iş, karanlık iş, acayip karışık uydurma tuhaf iş,zenginlik, yalan düzmek, bir şeyi yarmak, yalan , iftira
Kertmek, farz kılmak, takdir etmek, tahsis etmek, bir adama vazife ve ulüfe tayin etmek, bir hisse vermek, farz kılınan şey, ev ödevi, vazife, bir çeşit ev direği.
Cennetlerden birinin adı, üzüm bağı, birini hissetmek, şiddetle yere atmak, yere yayılmak. zengin ve çeşitli türlerde üretmek için genişlik, düşünceli geniş, rahat, geniş bir yelpaze alın. Sepeti doldurmak, bereketli toprak, bir bahçede olması gereken her şeyi barındıran bahçe, meyve bahçesi, verimli vadi, cennetin en güzel yeri.
Bir şeyi kesme, ayırma, hükme bağlamak, uzaklaştırmak, iki şey arasına engel olup fasıla vermek, kasap koyunu kesip uzuv ,uzuv ayırmak, engel, iki şey arasındaki mesafe,tafsilat, hakim, kadı.
Bir şey, fasit olmak, bozulmak, mahvolmak, kuraklık ,kıtlık, darlık, zarara götüren, zarar, ahlak bozukluğu, Düzeni bozma, karışıklık çıkarma, .fıskiye, kokuşma, ifsat eden bozan, sıla-i rahimi kesme.
Hak yoldan çıkmak, günah işlemek, doğru yoldan sapmak, fasık kabul etmek, isyan eden, zani, fıskiye, fare, özünden ayrılmak, taze hurmanın kabuğundan ayrılması.
Bir şeyi açıklamak, izah etmek, örtülü şeyi açığa çıkarmak, şerh, beyan, tevil, keşif, idrar tahlili için idrar miktarı, su şişesi, bir şeye yorumda bulunmak, tefsir etmek, soruşturma.
Bir şeyi yarmak, bir şeyi ilk defa icat etmek, Allah c.c. alemi yaratmak, oruçlu oruç açmak, iftar vaktine girmek, bir şey yarılmak, çatlamak, mantar, sadaka, yaradılış, huy, tabiat, din, millet